banner1524
  

Ne olacağını peşinen söyleyeyim, daha düne kadar esnafın kapısının önünden belki yüz kere geçen siyasiler, seçim bürolarına uğramayıp, belki birkaç gariban oğluna-kızına iş ister, elektrik-su faturamı yatıramadım, aman bir yardım diyenlerden uzak duranlar, gazetecileri ziyaret etmekten yorulanlar, ‘oh be, işkence bitti, kurtulduk!’ diye belki de kurban kesecekler!

Ve soluğu Ankara’da alıp, ‘sevgili esnaf kardeşim, canım-cicim gazeteci dostlarım, sizleri çok seviyoruz!’ martavalları, uyutma ninnileri son bulacak, belki de kesecekleri kurbanın8 bir budunu bana gönderecekler!

Hani Maraş’ta bir söz var ya, oyundan, maçtan sonra söylenir genellikle, ‘çağla, herkes evine dağıla!’ siyasilerinki de o hesap olacak.

Çünkü zaten tadı tuzu olmayan, heyecanın zerresi bile bulunmayan seçim dönemi gazetecisini de, esnafı da bıktırmış, bürokrat da söylemese bile, yorulmuş, canından bezmiştir.

Her gün bir siyasi liderin, ötekinin-berikinin peşinden gitmek, açılışlara katılmak zorunda kalmışlardı, onlar da kurtulmuş oldular böylece.

*

Kurtuluş illa ki özgürlük, bağımsızlık adına bir savaştan galip gelmek, egemenliği ilan etmek değil.

Siyasilerden kurtulmak da bir kurtuluş bana göre.

Zaten kimse para da harcamadı, baksanıza kurban bayramına bile ilan verecek para bulamadılar. İnsan üzülüyor tabi. ‘Ulu caminin önüne gidin, bir Cuma sonrası mendil açsanız, dünyanın parası birikirdi’ deseniz, ayıp olur, yakışmaz. Etik de değil sonra.

Hamamın önünde kil satmayı önersen,  hamama giden de kalmadı, kil satan da eskisi gibi. Allah yardım etsin gariplerime, adaylara…

Kimisi evini barkını, arabasını sattı, avradının altınlarını, bileziklerini bozdurdu, ya da borç aldı eşinden dostundan, bazıları da bankadan kredi çekerek, halkın yanında olmayan kredileri için borç taktı bankalara.

İnsan üzülüyor tabi. Onlar ağladıkça, param yok, pulum yok dedikçe, bizim cebimizdekileri çıkartıp veresimiz geldi kaç kez. Ama olmadı. Adam koskoca vekil adayı, lakin garibimin cebinde harcayacak parası yokmuş. Vah yavrum, vah! Be evladım, paran yoksa ne işin var siyasette!

Git kahveye pişpirik oyna, bul dört kişi, otur okeyin başına! Canım ya, bak üzüldüm işte. Aha senin yüzünden boğazımdan bir şey geçmez oldu sen öyle deyince, ağladıkça…

Canım be, ne şeker de şeydiniz öyle!

*

Bazı gazetecilerimiz işten ayrılacak, belki de bir vekilin danışmanı olacak, belki de yeni kurulacak bir ulusal televizyon kanalının başına geçecek, kim bilir.

Sevinen sevinecek, üzülen iki seksen yatacak, kazanamayan giden paralarına yanacak, hanımından, çocuklarından azar işitip, ‘Senin neyine gerek, kolumdaki bilezikler de gitti, hazırkilerden de olduk!’ diyecek, küsenler, kırılanlar olacak.

Kazanan demokrasi ve Kahramanmaraş olacak.

1 Kasım’dan sonra tabi… İnşallah ve maşallah!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527