banner1524

Geç bulup çabuk kaybetmek istemediğim bir gönül dostu Abidin Doğanay.

İnsan evladı olduğu kadar, bu şehirde değil sadece, çevre illerde ve hatta doğu’da bile hatırı sayılır bir müteahhit, işadamı.

Sohbeti tatlı, yüreği tatlı, dili tatlı bir gönül adamı.

Sofrası da yüreği gibi açık. Sevdiğine, inandığına canını verecek kadar da yiğit adam.

İşte bu güzel insan, geçtiğimiz aylar içerisinde, bendeniz için bir şiir yazdı.

Bizim kendisi gibi şairliğimiz yok.

Haddimizi biliriz evvel Allah!

Hatta utanırım da onun yanında şairlikten, şiirden söz etmeye.

Ama, aşağıdaki  satırlar, naciz ve aciz kelimeler, bu sevgili dost için.

Çam sakızı, çoban armağanı türünden.

Kabul et aziz dostum!

 

ABİDİN DOĞANAY DOSTUMA

 

 

Karşında şairim demeye utanırım,

Sen ustasın, ben çırak bile değilim

Kalendersin, seni çok iyi tanırım

Senin vadinde kurak bile değilim.

 

Ustasın belli, eline su dökemem!

Yiğitsin, bileğini asla bükemem

Fidan diktin yüreğime, sökemem

Harmanda yaba, orak bile değilim!

 

 

Sen sevdayı işlerken nakış nakış

Yüreğindeki halis, dostane bakış

Dostluğa şairliğe ancak sen yakış

Ben içindeki yürek bile değilim.

 

 

Yazarken ellerim titrer, üşürüm

Kelimeler yorulur, düşünürüm,

Şıh olsan yolunda dahi yürürüm

Yol üzerindeki durak bile değilim.

 

Başımı cama yaslasam, çatlamaz

Yüreğim paramparça ikiye katlamaz

Gelecek olsam, adımlarım atlamaz

Oysa yanındayım, ırak bile değilim

 

Bak Fiskeci de kendini şair sanıyor

Halbuki kelimeler kendini sınıyor

Senin gibi şairler yazdığını kınıyor!

Sen ustasın, ben çırak bile değilim!

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527