Ne mümkün!
Hani halk arasında derler ya, ‘Devletin eli kolu uzun!’ aynen öyle, ne yapsak, nereye gitsek yüce devletin gözü üstümüzde.
Allah devlete, millete zeval vermesin, adaletten, haktan hukuktan ayırmasın, şaşırtmasın!
*
Tavşan bir gün suç işler ve devlet de hesabını sormak için harekete geçer.
Tavşan hızla kaçar, devlet ise iki öküzün çektiği kağnı arabasına atlayıp kaçağın peşine düşer. Hızla koşan tavşana arayı bir hayli açar, sonra dinlenmeye başlar.
Bir süre sonra kağnı arabasının hala tıngır mıngır üzerine geldiğini görür, tekrar koşup arayı açar.
Tavşan karnını doyurur, uyur, uyanır, bir de bakar ki kağnı arabası ufukta görünmüş, tıngır mıngır geliyor, yani takipte. Tekrar kaçmaya başlar.
Bu ilginç kovalamaca, sıkı takip böyle yıllarca sürer.
Tavşan da yaşlanır bu ara ama kağnı arabası yılmadan, bıkmadan bir ömür boyu onun p eşindedir. Tavşanın peşini bırakmaz!
Sonunda tavşan iyice yaşlanır, yürüyecek hali kalmaz, artık ölüm döşeğindedir.
Kağnı arabası tavşana yaklaşır ve devlet tavşanı kulağından tutarak, “Gel bakalım buraya, benden, adaletten kimse kaçamaz!” deyip arabasına atar, alıp götürür.
*
Peki, siz bu kıssadan ne anladınız, hangi mesajı aldınız!
Benim anlatmak istediğim şu; ülkemizi son günlerde ahtapot gibi sarıp sarmalayan güzellik merkezi adı altında kara para aklayan, suç örgütleri kurup, insanların canına kast eden, vergi kaçıran, sahte fatura girişimleri ile emek harcamadan, alın teri dökmeden zengin olanların devlet ve adalete yakasını bırakmaz.
Bu sosyal medya maymunlarını, pardon fenomenlerinin sonu kodes olunca, biz de diyoruz ki, Allaha devlete ve millete zeval vermesin!
Bakın emniyetimiz suça karışanları yakalıyor, affetmiyor, gerekli cezaları almalarını sağlıyor. Sağ olsun emniyet güçlerimiz.
Adaletten, devletten şimdi kaçarsınız belki ama nereye ve ne zamana kadar. Bir gün o kağnı arabası sizi de alıp götürecektir!