Omurga çok önemlidir; maazallah bir kırıldı mı, bir eğilip-büküldü mü sürüngene dönüşüverirsin! Öylesine yaşamsaldır ki, yokluğu insanda ne vicdan, ne haysiyet, ne gurur, ne de onur bırakır… Kalem tutan ellerin, doğruyu söyleyen dilleri tutuluverir, bambaşka bir yaratığa evriliverirsin!
Bu meseleye geçen yazımda da değinmiştim, demek daha söyleyeceklerimiz bitmemiş olacak ki, sürdürmek istedim.
Maşallah, etrafımız mebzul miktarda omurgasını yitirmiş, iki büklüm muhterem zevattan geçilmiyor… Yalanlar, dolanlar, “cek-caklar”, “şak-şaklar” düğün, çengi halinde…
*
Yukarıda okuduğunuz satırlar, 30 Ekim tarihli Korkusuz Gazetesi’nden, yazar Ümit Zileli’nin satırları, yorumları. Ben de büyük ölçüde alıntı yaparak, eklemelerde bulunarak, bazı yerleri çıkartarak, omurgalı olmanın tarifini yapıverdim.
Nasıl, uydu mu?
Milliyet Gazetesinin ünlü yazarı merhum Hasan Pulur, yaklaşık 30 yıl önce, “İstanbul’un her yerinde lağım yer altından akar, Babıali’de yer üstünden” diye yazdığında çeyrek asır öncesiydi; peki ya şimdi? Artık pek çok yerde, Allah’a şükür bizde de mevcutlu “Babıali!”
İlkeli, seviyeli, etik kurallar çerçevesinde yazanları, yorumlayanları, eleştirenleri tabi ki tenzih ediyoruz. Sözümüz meclisten dışarı yani.
Benimkisi yalnızca bir “ahh” sadece bir hatırlatma, isterseniz siz buna uyarı, ağabey nasihatı da diyebilirsiniz…
*
Şehrimizin ve ülkemizin yetiştirdiği büyük ozanlardan Aşık Mahzuni Şerif’in bir türküsü var, aklıma geldikçe, hatırladıkça dinlerim. Adam olamadın gitti zevzek türküsü. Ne yazık ki, üzülerek de ifade etsem, bu şehirde zevzek çok.
Siz de fırsat bulursanız dinleyin. İçinde ne mesajlar, ne uyarılar var.
Yazıyı bitirmem, nokta koymam gerekirse…
Hasan Pulur merhumun bu söylemini bize uyarlayarak yazacak olursam, “Maraş’ın her yerinden lağım yer altından akar, basın camiasında ise yer üstünden…”
Oldu mu, vallahi bal gibi oldu, maşallah! Her şeyi deniyorsunuz, da, omurgalı olmayı neden denemiyorsunuz?
Çok mu zor?
Bu satırları yazmanın zamanı mıydı? Onun kararını da siz vicdanınıza danışarak vereceksiniz!
Bana değil…