Mahalli seçimler için start verilince, özgüveni olan, plan ve projeleri ile şehri ihya ve inşa edeceğini ileri süren, şehre dair borcunu ödemeyi düşünen, şehre dair başarı hikayesi yazma niyetinde olanlar, ki içlerinde mühendisleri vardı, muhtarı vardı, doktoru vardı, avukatı vardı, devlet memuru vardı ve gidip paralarını yatırdılar, aday adayı oldular.
Kariyeri olan, dersine çalışan, plan ve projelerini koltuğunun altına sıkıştıran ve özgüveni olanlar kadar, adım geçsin, mevcut yerimi koruyayım düşüncesinde aday adayı olanlar da vardı aralarında. Özgül ağırlığı olmadığı halde bedensel olarak ağırlığı ile sözüm ona gövde gösterisi yaptılar.
Yanlarında adamları, çalışanları, yandaşları, arkadaşları vs…
Önce temayül yapıldı. Aday belirlemede ne kadar etkili olur, bu tartışılırken, yağmurlu havaya rağmen aday adayları kurdukları çadır-standlarda misafirlere ikramlarda bile bulundular, ‘Gel vatandaş gel, dönerin en kralı bizde, yanında pasta-börek de var, çay bile var, buyurun, ikramımızdır!’ kıvamında temayülün ön hazırlığı içinde oldular.
*
Salon kalabalık.
Dijital ortamda büyükşehir başta olmak üzere, ilçe belediye bakan aday adayları için oylar verildi. Temayülde kim birinci geldi, kim ikinci sırayı aldı, kimse bilmedi. Neticeler genel merkeze uçmuştu.
Ama o gün temayüle gelenlerin karnı doydu!!!
*
Şaka bir tarafa, o gün AK Partili aday adayları tanıtıldı. Salon hem kalabalık, hem curcuna, ana baba günü, konuşulanları anlamıyor, duyamıyorsunuz.
Temayüle katılan heyet o gün aday adaylarını tanıdı, duyurularla salonu dolduranlara tanıttılar da, sonra ne oldu derseniz, hiç!
Kendini tanıtmak, dersine çalışmış olmanın, özgüven sahibi olanlar canlı yayınlara çıktılar, sosyal medyayı çok mükemmel kullandılar, billboardlara verdikleri ilanlarla tercih ettikleri sloganlarla kendi piarlarını kendileri yaptılar, zaten çoğu da temayül gününde harcadığı paranın onda birini bile basınla paylaşmadı, amiyane tabirle kendi kuyruğunu kendi kesti.
*
Temayüle katılan heyet, AK Parti’nin etkin isimleri, daha sonra aday adayları ile adeta irtibatı kestiler, gurup gurup çağırıp da, ‘Kardeşim gel bakalım buraya, sen kimsin, necisin! Niye aday adayı oldun!’ diye sormadı.
Aday adaylarını kendi hallerine bıraktılar, herkes de başının çaresine baktı, Ankara’yı Çarşıbaşı yoluna çevirdi, adamını buldu, derdini anlattı, hatırı sayılır abilerine, Genel Merkezde veya Meclis’deki etkili isimlere ulaştılar, ‘ben falan yere aday adayı oldum, takdir sizin!’ kıvamında bir nevi icazet beklediler.
Ankara’nın, ağır abilerin, siyasetteki etkin isimlerin cevabı genelde şu olur; ‘Hayırlı olsun kardeşim, git çalış, kısmetinde varsa olursun!’
*
Şehrin genelde nüfusu 1 milyon 250 bin. En büyük ilçemiz Onikişubat’ın nüfusu 450 bin. Aday adayları içinde gerçekten ilçeyi ayağa kaldıracak mühendisler var, dostlar alış-verişte görsün, laf olsun torba dolsun zihniyeti ile adını duyurmak isteyenler var, muhtarlar var, ancak siyasette belirleyici kesim çağırıp da, ‘niye aday oldunuz!’ diye sormadılar.
‘Kimsin sen kardeşim, çapın ne, etin ne budun ne, vasfın ne, planın-projen var mı, ne diye adaya oldun!’ diye sorulmadığı için, vatandaş da aday adaylarını sadece sosyal medyada gördü, tanıdı.
Bizler vasıflı adaylar talip olsun istiyoruz. Sıradan, canı sıkıldığı için aday adayı olanları elimizin tersi ile kenara itip, şu dilimizden düşürmediğimiz ehliyet ve liyakatli aday adaylarından biri aday gösterilsin.
Yoksa, bir 5 yılı daha kaybedeceğimiz gibi, vatandaşın da oylarını zehir etmeyin!