Çok iyi bir eğitimci, öğrencileri tarafından çok sevilen bir öğretmen, sosyal medyayı da çok iyi bildiğini sanan ve söyleyenlerden mükemmel kullanan, sitesi de haklı olarak ilk sıralarda yer alan Ali Çam'a ilişkin birkaç bireysel cümlelerimin olacağını bizzat telefon açarak söyledim kendisine.
Ama önce tebrik ederek... Niye tebrik ettiğimi ben de bilmiyorum. Biliyorum da, içini dolduramadım. Müğe Anlı isimli ATV programcısı bayanın kardeşimizden, hemşehrimizden, bir meslektaşımızdan söz etmesi, beni gururlandırdı.
Sebebi ne olursa olsun...
İlk tebrikim bu yöndeydi.
*
Sevgili Ali Çam, tanıdığım ve edindiğim izlenim doğrultusunda yazıyorum, karakterli, dürüst ve a kalite bir isim. İnternet sitesi alanındaki başarısını kıskanacak değil, tebrik edecek, destekleyecek birisi olarak, her ne kadar asil mesleği dışında sosyal medyayı bu denli başarılı yürütmesinin altındaki sırrı kişisel karakter yapısına, edindiği dost çevresine ve ahlaki yapısına bağlıyorum.
Seviyeli, düzeyli bir çizgisi var.
İkinci tebrikim buradan geldi.
*
Kahramanmaraş'a döneceğim günlerde, yine sosyal medyada ulaşan bir haber, Çam'ın çıtayı yükseltişindeki bir başka yönünü ortaya koyuyordu. Yazdığı bir şiirin, ATV gibi bir kanalda, üstelik de tanıdık bir şair ruhlu kimse tarafından (İbrahim Sadri) bir usta tarafından seslendirilişi, doğrusu beni sevindirdi.
Geçtiğimiz aylarda ciddi bir rahatsızlık yaşamış, aylarca yatağa mahkum olmuş, buna rağmen hayata olan bağlılığından, yaşama tutunma sevdasından kopmamış bu değerli arkadaşımız, mesleğinin de zirvesinde iken 'En büyük benim' diye yeri göğü yırtanlara inat, ki ben de aynı mesleği sürdürüyorum sevgili Ali ile, benim onunla boy ölçüşecek kapasitem de yok, teknolojik yeteneğim de...
Kamuoyunun da birincisi olan arkadaşımı kutluyorum!