Okuyan toplum değiliz, bunu kabullenelim. Aksini inkâra kalkışmak bile kendimizi inkâr olur ki, buna gerek yok!
Bırakın ilmi, dini ve edebi eserlerin sayfalarını karıştırmayı, günlük gazetelerin bile büyük başlıklarına bir göz atıp, alt yanını okumadan yorum ve hüküm veren insanlarla dolu çevremiz.
Öteden beri yazarız, söyleriz; insanın duygu ve düşünce gücünün en yararlı gıdası kitaptır diye…
Artık bazı değerlerimiz gibi, bazı yararlı, veciz sözler bile anlamını ya yitirdi, ya da unutuldu. Kişisel yaşamın renklerinden en güzeli de müzik, resim, spor ve kitapla olan yakınlıktır.
Ancak, biz hepsinden gün be gün uzaklaşmayı yeğledik.
Eğitimin başlıca gereci olan kitap, dünyamızı genişletir, ufkumuzu yükseltir, bilincimizi sağlıklı kılar. Bizler bu güne kadar bu anlayışla yetiştik, büyüdük.
Çünkü biz babadan böyle gördük!
Yanımızdakilere söyledik, çocuklara, yakın bildiğimiz akranlarımıza aşılamaya çalıştık ama, arı, kendimiz dahi söylediklerimizin, tavsiyelerimizin çok gerisinde kaldık. Ancak laf salatası yaptık, laf ebeliğinde bulunduk, o kadar.
Bizler düşüncelerimizde samimi olmayınca, çocuklarımızdan, gelecek nesilden aynısını beklemek gibi bir ham hayal peşinde koştuk.
*
Memlekette kitapsız adam çok!
Bizim kitapsız insanlarla işimiz de yok!
Kitapsız adama cahildir, küstahtır, agresiftir, cüretkârdır, dangalaktır, sapısiliktir.
Bizden uzak olsunlar!
Kitapsız insan, susuz, ekmeksiz, ışıksız ve dostsuz kimse d emektir.
Ve en büyük yalnızlık, en çekilmez yoksunluk!
*
Düşünce özgürlüğünün, anlatım ve ifade özgürlüğünün, basın özgürlüğünün, bilim özgürlüğünün en belirlin kanıtıdır kitaplar. Herhalde böyle olduğundandır, kütüphanelerin yolunu unuttuk.
Sorun şimdiki nesile, Kahramanmaraş’ın kütüphanesi nerededir, adı nedir, hiç yolunuz düştü mü, diye…
Alacağınız cevap sizleri şaşırtacaktır.
Medeniyet atılımlarının gerçekleşmesinde, düşünceleri, buluşları yansıtarak aşama geçirmede büyük payı olana kitaplar en yararlı kaynak iken, acaba kitaplara bu kadar yabancı ve düşman olmamızın gerekçeleri neler?
Ekonomik mi, zamansızlık mı, ihmalkârlık mı?
Ben, kitapsız adamdan korkarım!
Zira, memlekette yukarıda da söyledim, çok kitapsız adam var.
Allahsız da…