Allah sizi davul eylesin!

06 Temmuz 2024, 11:58

618 kez okundu.

Bir hakaret, bir aşağılama değil niyetimiz, yazdıklarım, okuyacaklarınız aslında birer sitemden ibaret. O bakımdan doğru okuyun, doğru algılayın! Mahkemeye verecekseniz de, Adliye Üngüt’te, sayın hakim ve sayın savcılara benden selam söylerken mübaşiri de unutmayın!

Meseleye, meselelere gelecek olursak…

Depremden sonra travma geçiren, canları yanında her türlü maddi manevi birikimini yitiren depremzedeler üzerinden fırsat kollayanlar, bu fırsatı ranta çevirmek için çaba gösterenler!

Hayvanların bile oturamayacağı ahırları astronomik fiyatlarla kiraya vermeye çalışarak, Allah korkusunu üzerinden atan utanmazlar!

Deprem sonrası mağduriyetleri sebebiyle kendilerine verilen Çadırları, konteynerleri oturmadığı halde kendi evinde kaldığı halde kiraya veren vicdansızlar!

Tasarruf tedbirleri kapsamında kamunun malları korunmaya muhtaç iken devletin malına zarar veren, kendi vergileri ile vatandaşa hizmet olarak döndüğünü bile bile hor kullanan ahlaksızlar!

Kendini gazeteci, sosyal medyacı, araştırmacı gazeteci yerine koyup, şehrin gerçek sorunları ile ilgilenmek yerine, tehdit ve şantaj ile başkalarının özel hayatını deşifre etme peşinde olanlar, bunu bir kamu görevi sayıp insanların onurunu rencide eden, eleştirirken beden aşağı vurup, gerçek gazetecilikle alakası olmayan düzmece, asparagas haber ve yazılarla toplumda ayrışmaya meyilli sözde basın mensubu olduğunu iddia eden çapsızlar!

İban dediniz, post cihazı dediniz, bir hizmet sektörünü vergi kaçırmakla itham edip, maliyenin önüne attınız, vatandaşın da midesini bulandırdınız. Şehirde herkes (özelikle hizmet sektöründe olanlar) bunu yapıyor diyerek öteki firma@markaları da töhmet altında bıraktınız, ama sadece şehrin en müstesna hizmet sektörünü baltalayarak, itham ederek, iftira ederek yem olarak milletin, maliyenin önüne attınız, hedef haline getirdiniz! Sonra da gelen tepkiler üzerine haberi kaldırdınız!

Bu muydu?

Bu şehrin bir sürü derdi, problemi var. Siyasilere düşen vatandaşın, esnafın, sanayicilerin yanında olmak iken, seçim de bitti ya, ne kadar uzak durursanız vatandaştan, seçmenden, esnaftan, küçük sanayi sitesi esnafından, o kadar rahat edeceksiniz!!

Güya 8 milletvekili bir araya gelmiştiniz, birlik-beraberlik mesajı vermiş, özlenen tablonun altına imza atmıştınız. Bu hareketiniz umutlandırmıştı bizi. Olması gereken görüntüyü vermiştiniz şehrimizi adına. Diyalog ve istişare kültürünü oluşturup, şehrin acil sorunlarının çözümüne katkı sağlayacaktınız.

Şimdi bakıyorum bir araya gelmeye korkuyor, adeta birbirinizden kaçıyorsunuz!

Ama baktık sonra birbirinizi boğazlamaya, satmaya başladınız!

Bu muydu sizin siyaset anlayışınız!

Dün kahraman şehrim çiçeği burnundaki Sağlık Bakanını ağırladı. Sayın Prof. Dr. Kemal Memişoğlu sanıyorum ilk kez gelmiştir.

Yapımı süren hastane inşaatlarını gezmiş, büyükşehir belediye başkanımız sayın Fırat Görgel’ce makamında ağırlanmış.

Peki, sayın bakana büyük bir bölümünün8 orta hasarlı olduğu h9alade yıkılacağı söylenen Necip Fazıl Şehir Hastanesini söylediler mi? Yıkılacak deniliyor. Yahu, bu şehirde sağlam olduğu halde Hanefi Mahçiçek Stadı yıkıldı, inat uğruna, kapris uğruna. Şimdi maçlar sentetik sahada, Batıpark’ta oynanacak.

Yıkılacak dediğiniz hastaneyi kime peşkeş çekeceksiniz? Elinize ne geçecek, güçlendirilse, bakım-onarımı yapılsa, olmaz mıydı?

Bakın ILICA Hastanesi için yer ayrıldı. Bu sezonda sağlık ve turizm merkezi Ilıca’nın nüfusu 30 bini geçerken, insanlar konteynerlere sığınıyor, doktor yetersiz, 3 katlı hastane olmaya müsait yer varken bir türlü sağlıklı bir sağlık kuruluşuna kavuşturulamadı.

Sayın Bakan, bundan, bunlardan haberiniz var mıydı?

Derken, horozlar öttü erken, önceki dönem bakanımız sayın Prof. Dr. Vahit Kirişçi’den geldi müjde. Havaalanına takılacak ILS cihazı için zaten ihale daha önce yapılmıştı, şimdi de altyapısı tamamlanıyor.

Kısmet olursa önümüzdeki ay içinde senelerdir yılan hikayesine dönen ILS cihazı takılacak, sağlıklı uçuşlar olacak, iptaller ortadan kalkacak, komşu vilayete gitme-gelme işkencesi sona erecek.

Bir de şu gelip gidiş saatleri kabul görecek, iş görecek, vakitten çalmayacak saatlere çekilse, tadından yenmeyecek!

Teşekkürler sayın Kirişçi.