banner1524
  

Cumartesi olup, haftanın yorgunluğu da üzerimize binince, yorgunluklar katmerleşince, günü kurtarmak kalıyor geriye.

Ve yine bir fıkra…

Ramazan adına, bayram adına, ne adına derseniz deyin, bugünlük bu kadar.

*

Bektaşi hazretleri, bir ramazan günü gezinirken, muhteşem bir köşkün yanından geçer.

Kapıda şatafatlı bir fayton durmakta. Tam o sırada köşkten sırmalı elbiseleri içinde bir adam çıkar, muhafızlar ve köşk çalışanları selama dururlar.

Adam lüks faytona binerken, Bektaşi meraklanır, muhafızlardan birinin yanına sokularak sorar:

“Hemşerim, arabaya binen padişah hazretleri miydi?”

Muhafız cevap verir:

“Hayır…” der. “O bizim efendimiz, beyimizdir. Yani padişahın kullarından biri…”

Bektaşi önce muhteşem arabaya, takiben muhteşem köşke ve sonra da sırmalı elbise içinde yola revan olan adama bakar, daha sonra ellerini semaya açarak;

“Ey yüce Allah’ım. Hikmetinden sual olunmaz ama bir şu padişahın kuluna bak, bir de senin şu kuluna…” diye yakarır.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527