banner1524
 Bir işin düşmesin insanoğluna eli işte gözü oynaş ararken kafasında dolaşırken kırk tilki akreplerin kuyruğunu okşarken yüzündeki sırıtmayla gülmenin arasında siz bir mana ararken içi boşaltılmış kelimelerle tarifi imkânsız salata yapar aklınızı tıka basa doldurur şükür kapısını unutursunuz.

Makamına varırsanız yücelir önünde bir yığın dünya işleri heyecanla yakasına yapışır ama siz dünyada sayılmazsınız, peş peşine telefonlar bağlanır başkaları girer çıkar arada kaynamaya tam başlarken arada hoş geldin ne vardı buyur bakalım demesiyle soğuk duşa girerek, titremenin arasında sözünü söyler geçer ama sen anlamazsın.

*

Bir işin düşmesin namerde, merde kendinden bitecek küçük iş için araya bir sürü minnetçi ister, boyunu posunu, tartını sorar, biraz düşünelim deyip gönderir zaman geçer düşüncesi değişmez yine gelirsiniz boyun bükerek kırk kapaya seksen değnek çaldırır tek ayaküstüne kaldırır sonra türküsün söyletir sonra gellerin.

Yolu yok her sözün ağızdan çıkar, kulağa girer mi orası muhal, girerse içerde ne kadar durur dokunabilir mi kalbin ziline dokunsa içerden bir ses gelir mi, gönlüne vurur mu sesin sedası, ruhunu okşar mı sözün edası sükût çarşısında altındır akçe gümüş tacirine kim dönüp bakar.

*

Nuri Pakdil ağabeyin izniyle, insan seni sana karşı savunmak bu âdemoğlunun boynunun borcu, hakkı tutup kaldırmaktan yılmayan, erdem sancağını gönül burcunda canı pahasına korumak için her türlü fitneye yalan dolana dışı dost içleri düşman olana karşı savaşımız sürüp gidecek dünyanın saati çalana kadar.

*

Bu yazı, Eskişehir’de ikamet eden hemşeherimiz Tayyib Atmaca’nın çıkarmış olduğu aylık Hece Taşları Şiir Dergisinden alındı.

Beğendim, sizinle paylaşayım istedim.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527