İletişimi güçlü bir toplum var artık. Eğer diliniz var ise, dünyanın her ülkesinden arkadaşlar edinebiliyorsunuz, sosyal paylaşım siteleri aracılığı ile. Bu iletişimin önünde durabilmek kolay değil.
Gazetemiz yazarlarından sevgili Fatih Ateş, insan kaynakları ve satış teknikleri konusunda çok tecrübeli bir isim. Leb demeden leblebiyi kapan, ya da iğnenin deliğinden Bağdat’ı gören arkadaşımız. Teknolojiyi de en mükemmel şekilde kullananlardan.
Gazeteci ise, elaman yetiştirmeli. Maşallah yeni nesile bakıyorum, hazırlop, kopyacı, taklitçi. Üretmek işine gelmiyor. Rahatı kaçıyor olmalı ki, kolay olanı seçiyor. İnternete giriyor, ne varsa başlık değiştir, kelimelere iki takla attır, çıkıyor karşına haberci diye. Başkasından kopyaladığı, aldığı habere de altına ya imzasını atıyor, ya da ‘haber merkezi’ yazıp, işi koparıyor aklı sıra. Patronu kandırdığı yetmiyormuş gibi, kendini kandırdığının farkında değil.
*
Kalifiye elaman yetiştirmeliyiz. Üreten, kendine güvenen, toplum içinde kariyer edinmeyi ilke sayan, dürüst ve özverili… Üretimden yana olan, istihdamı düşünen, katma değer için canhıraş çalışan, yatırım da yatırım diyen insanlarımıza, İSO’nun ilk 500 ve ikinci 500 listesinde yer alan işletme sahiplerimize ne kadar teşekkür etsek az!
Her zaman deniliyor işte, kentin tanıtımı yok, Ankara ve İstanbul gibi illerde lobi oluşturamıyoruz… Yazılan, söylenen konuşulan bu iken, vergi rekortmeni işadamlarımız ve tek başına tanıtım aracı, malzemesi olan Ilıca’ya ne kadar teşekkür etsek az, vallahi billahi yine az!
*
Ve… Gelecek kaygısından öte, geleceğe umutla bakan gençlik yetiştirmek için, hepimizin seferber olması lazım. Yetenekli gençleri yakalayıp, onların bu kentin geleceği içini neler yapabileceği konusunda önlerini açmamız lazım.
Artık teknoloji, zekâ ve pratiği birlikte kullanma zamanı. Ezberci, kopyacı, anlayıştan vazgeçip, yaşı ne olursa olsun yetenekli gençleri kazanmak adına üretken hale getirmediğimiz, basını da bu meselede üzerine düşeni yapmadığı sürece, elaman yetiştirmek yerine, sahada, sahnede, platformda, bir adım önde, protokolde hep kendi olsun adına bencil hareket ediyorsa, o şehirde ne basından, ne de o şehrin gelişmesinden söz etmek mümkün değildir.
Kentin inanılır güçlü basına, güçlü yazarlara, düzgün habercilere her zaman, her yerde ihtiyacı vardır.