Hırs kadar tehlikeli bir şey yoktur…
Deveyi uçurumdan uçuran bir tutam ottur…
Para hırsı veya dünyalık hırslar ne yuvalar yıkıyor…
Dünyalık hırslar dostlukları bitiriyor…
İnsanoğlu hırs uğruna neleri kaybettiğinin farkında bile değil…
Hırs hem dünyada kaybettirir, hem de ahirette kaybettirir…
Satranç oyunlarında görüldüğü gibi, piyon, fil, at uğruna şahı veriyor, mat oluyor, hayat oyununu kaybediyor…
Bir küçük dünyalık uğruna, sevgisini kaybeden, sevdiklerini kaybeden, tüm varlığını kaybeden zavallı insanlar…
*
Hayatta satranç gibidir…
Sabır lazım, kanaat lazım, adım atmadan önce, bir adım öteyi düşünmek gerek…
İman, dostluk ve şükür her şeyden önce gelir…
Dünyada en büyük zenginlik, gönül zenginliğidir…
Para, pul her zaman yeniden kazanılır ama kalp zenginliğini, iman zenginliğini ve kanaat zenginliğini kazanmak, yeryüzünün erdemli insanlarına verilmiş olan bir nasip ve zenginliktir…
*
İnsan hırsı uğruna, kaybettiği güzellikleri bilecek olsaydı, dünyaya sineğin kanadı kadar bile değer vermezdi…
Eğer insan gerçeği bilseydi, önceliği; kendisini yaratan Allah’la yönelmeye ve mütevazi bir yaşantıya sahip olmaya verirdi…
Hırs, insanı yer bitirir, hayattan koparır… Hırs, gözleri kör, kulakları sağır eder… Hırs, akli melekeleri yok eder… Hırs, insanı şeytanın oyuncağı haline getirir… Hırs, insanı Allah’tan uzaklaştırır, kişiyi nefsinin kölesi yapar…
Mü’min hırs yükünden kurtulmuştur. O, dünya için hiç bir zaman hırs beslemez…
*
Özellikle, “İnsanoğlunun iki vadi dolusu altını olsa mutlaka bir üçüncüsünü ister; onun gözünü ancak toprak doyurur; tövbe edenlerin tövbesini Allah kabul eder” mealindeki hadis, insanın haris ve tamahkâr bir tabiata sahip olduğuna delil olarak gösterilmiş, bu duygunun dizginlenmesinin gerekliliği üzerinde ısrarla durulmuştur.(İslam Ansiklopedisi)
Selam ve dua ile kalınız…