Bizde birisi her şeyi, hatta çok şeyi biliyorsa, her meseleden çakıyorsa, kulağı delik, şehrinde, ülkede, dünyada çok tanıdığı varsa, bilgi sahibi ise, hele bir de birileri ona ‘akil insan’ etiketini yapıştırdıysa, çözemediği iş yoksa, her meseleden haberdar ise, iktidarın, muhalefetin attığı her adımdan bilgisi varsa, biz millet olarak o şahsı derin devletin adamı diye biliriz.
Bize öyle tarif ederler. Senelerdir öyle öğrettiler.
Ha, derin devlet var mı, nedir, kimdir, bilemeyiz hiç bir zaman. Nasıl biridir, yeri yurdu nerededir, bilemeyiz. Ha, merak etmez miyiz, ederiz de, fazla derine dalmayız bu konuda.
Yüzme bilmediğimizden ellaham!
*
Bir adam mıdır, bir kurum mudur, bir üst akıl mıdır, bir akil insan topluluğu mudur, hiçbir zaman öğrenme şansımız olmayacak. Olamadı da zaten bugüne kadar.
Seçime bir aydan daha az bir zaman kadı ya, herkes savuruyor, bol bol, içi boş vaat de olsa kafadan sallıyor, yalanın, vaatlerin bini bir para.
Dinleyenin de ağzının suyu akıyor.
Alkışlar gırla.
Bilen de alkışlıyor, aklı yetmeyen de. Laf olsun diye, sırf bir şey söylemek adına, iki kelime etmeden duramıyor vatandaş, fikrini ortaya koyuyor; ‘Derin devlet valla!’
Derin devlet var mı, görünen, bilinen biri mi, bir kurum mu, bir üst akıl mı, bilinmezken, herkesin aklının ucunda bir derin devlet kavramı yatıyor.
*
Araya giriyorum, Allah devlete zeval vermesin!
*
De… Şu sıralar, herkes, özellikle siyasiler, X, Y, Z partilerinin aday adayları; nereli olduğunu, ne yer ne içer bilemediğimiz, adından dahi haberdar olmadığımız, nerede oturup nerede yattığından dahi haberdar olmadığımız derin devletin elamanı, şube müdürü sanki.
Maşallah bilmedikleri yok!