Arıyoruz, “Sayın başkanım nerdesiniz!” cevap veriyor; “Uçaktan yeni indim, Ankara’da idim, Mahir Ünal ile görüştüm!”
Eeeeeee!
E’si işte öyle! Kimi arasak, Mahir Ünal ile görüştüğünü, Ankara’dan yeni geldiğini söylüyor. Maşallah Mahir Ünal’ın da aday adaylarına ayıracak zamanı varmış. Aday adayları görüşemezse bile, sayın Ünal’ın danışmanları Osman veya Cenk beylerle, olmadı sekreteri Hatice hanım ile görüşmüşlerdir.
Ona bir sözümüz yok.
Lakin Mahir Ünal ile görüşmek, aday adayları için bir ayrıcalık, bir farklılık. Diğer milletvekilleri ile zaten herkes görüşebiliyor, önemli olan sayın Ünal ile görüşebilmek, “Efendim, aday adayı oldum, desteğinizi bekliyorum!” faslından sonra, “ya, öyle mi, hayırlı olsun, başarılar dilerim kardeşim, gidin çalışın!” tavsiyesi ve şehre dönüş…
Mahir Ünal’ın odasında bir bardak çay içmek, zemzem içmek gibidir. Aday adaylarına öyle gelir çünkü.
*
Tabi bu süreçte sayın Mahir Ünal ile görüşebilmek, iki dakika da olsa onu dinlemek önemli aday adayları için.
Sayın Ünal herkese eşit mesafede davranır. “tamam, eyvallah, hayırlı olsun!” der, gönderir… Oturup da iki saat çene çalacak hali yok. Zaten fikrini de söylemez, hep dinler!
Aradığımız birçok aday adayı Ankara’dalar.
Çarşıbaşı yoluna çevirdiler.
Hayatında Mahir Ünal’ı görmeyenler, tanımayanlar, destek istediler, icazet beklediler.
*
Bugün pazartesi…
Yarın veya ertesi günü dananın kuyruğu kopacak. Kaldı ki bugün-yarın artık Ankara’ya giden de kalmayacak. Hepsi de ziyaretlerini tamamladılar, destek istediler çaylarını içerken.
Bakalım, isimleri açıklanmayınca, yani aday olamayınca, ne içecekler, onu merak ediyor insan!
Buna baldırcan-kabaklar dahil.