Tren garında istasyon şefliği yapan adamın günleri yoğun geçmektedir. Kâh insanlarla uğraşmak, kâh personelin tripleriyle...

Sıcaklıkta da çekilmez oluyor hani. Yorgun ve bitkin evine gelen şefimizin hanımı ile bir iki muhabbet ve akşam yemeği yeniliyor. Hanımı, bey bizim gardırop iyice eskidi, artık yenilesek mi diyorum. Bizim bitkin şefimiz olur hanım, yarın marangoz ustasını göndereyim güzel bir dolap yaptıralım der ve odasına çekilip uykuya dalar.

Sabah ilk işi marangoz ustasının yanına giderek durumu anlatır, usta da olur şefim öğle vakti istasyona gelir ölçüleri alırım. Malûm şef olunca istasyonun içinde lojmanlarda oturmaktadır. Usta dediği saatlerde gelir, şefin lojmanının zilini çalar, yenge hanım müsait iseniz dolap ölçüsü almaya geldim de... Kadıncağız tabi buyurun der sevincinden havalara uçar.

Usta, bir kaç gün içinde biter gelir montajı yaparız diyerek ayrılır. Dediği gün gelir ve dolabın montajını yapar, güle güle kullanın, hayırlı olsun. Şefimiz ustanın ücretini ödeyip teşekkür eder... Aradan birkaç hafta geçmiş hanımının yüzünde ki tedirginlik ve üzüntü dikkatini çeker, neyin var hanım niye dalgınsın.

Bey bir durum var da nasıl diyeceğimi bilemiyorum. Aman hanım yaaa söyle de merakta koyma insanı. Yahu bey biz bu dolabı yaptırdığımız günden beri ben çok korkuyorum, trenler gelip geçerken sanki bu gardolabın içinden gidiyor, elim ayağım dökülüyor, korkuyor ve tedirgin oluyorum. Daha evvelki dolabımızda böyle bir ses hiç olmamıştı.

Allah Allah nasıl olabilir ki böyle bir şey, neyse yarın ustaya söyleyim gelip bir baksın, artık değiştirir mi, yenisini mi yapar bir şekilde hallederiz, sıkma canını sen. Sabah uyanır uyanmaz marangozun yanına koşar ve durumu anlatır. Marangoz lojmana gelir evin hanımından müsaade ister. Usta buyurun benim mutfakta işlerim var, siz dolaba bakabilirsiniz.

Marangoz, gardolabın kapağını açıp içine girer, beklemeye başlar. Bakalım tren geçerken yenge hanımın dediği gibi ses geliyor mu. Dolabın içine oturur bekler bekler bekler. Bizim şef sıcaktan terlemiş gömleğinin yakası sırsıklam olmuş, eve gidip değiştireyim der. Eve gelir, kapı açık, direk yatak odasına geçip dolabı açar. Ne görsün dolabın içinde oturmuş vaziyette ki marangoza, ne geziyorsun ulan sen burada deyince, bizim marangoz usta mırıldanarak;  “DE ŞİMDİ SEN BU G...M. TREN BEKLEDİĞİNİ AAANAT"

*

İşte hayatın bütün kesitlerinde buna benzer durumlarla karşılaşabiliyoruz. Ne yaparsınız yapın karşınızda o kadar angutlar var ki ağzınla kuş tutsanız dahi ahvalinizi ANLATAMAZSINIZ.

Çığlıklar duyup sizden imdat yardım edin sesine kulak vererek koşup baktığınızda ortada bir ceset var. Tam siz oradayken güvenlik güçlerinin sizi ve cesedi görmüş yallaaah sizi tutuklayarak karakola getirmeleri... Ne kadar üzücü bir durum. Sizin yardım için gittiğinizi ve başka kimsenin de olmadığı olay mahallinde tek şüpheli sıfatıyla karakola ifadeye götürülüyor olmanız çok dramatiktir.  Haydi anlat suçsuz olduğunu. Anandan emdiğin süt fitil fitil burnundan gelir.

Vesselam...

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol