Konu bankalar.
Hani şu zırt-pırt, olur olmaz yerde ve zamanda arayan faiz tuzakçıları. Güneşli günde şemsiyeyi ödünç verip, yağmurlu havada geri isteyenler var ya, işte onlar için bu fıkra…
*
Kullandığı kredi kartları ve tüketici kredilerinin taksitlerini zamanında ödeyemediği için, başı dertte olan yaşlı adam, bankanın ısrarla açtığı telefonlara doğru düzgün cevap veremiyor, her defasında telefonu kapatıyormuş.
Bir değil, iki değil, üç değil. Israrla aranmaktan da sıkılmış…
Nihayetinde bir gün kahvede otururken yine telefonu çalmış, arayan yine banka. Yaşlı adam ret tuşuna basacakken, arkadaşları; “Yahu…” demişler. ”Atla deve değil, şunlarla doğru dürüst konuş, sorunu çöz artık!”
Neyse… Adam açmış telefonu, karşısındaki ses kredilerinde gecikme olduğunu söyleyince, “Ne yapayım, ne istiyorsunuz, kaç para?” diye cevap vermiş.
Görevli, borcu söylemeden önce, güvenlik gerekçesiyle bazı sorular soracağını belirtmiş. İşte bildiğiniz adınız, soyadınız, telefon numaranız, doğum tarihiniz gibi sorulardan sonra, sıra gelmişi o meşhur soruya; “Annenizin kızlık soyadının ikinci harfini söyler misiniz?”
Yaşlı adamın zaten canı burnunda, sıkkın… Bir sürü ahret sorularına cevap vermiş, anasının kızlık soyadının ikinci harfine gelince tepesi atmış, ”İnsaf yahu, anamda kızlık mı bıraktınız ki kızlık soyadını soruyorsunuz!” demiş ve telefonu kapatmış.