banner1524
  

Haberini gazeteye ve siteye servis ederken, ‘Akıncı sefere çıktı…’ manşetlerini kullanmıştık. Bir insan, bir ordu veya hedef koyan birisi neden sefere çıkar?

Soyadıyla müsemma, heyecanlı, içindeki dinamikleri uyandırmayı seven, atak bir genç duruyordu karşımızda. Allah var, ‘sıradan bir aday adayı…’ deyip geçiştireceğiniz biri diye bakarsınız önce. Lakin iç dünyasına girince, ruh halini çıplak gözle görünce, dinlediklerini, başından geçenleri, genç yaşında atıldığı iş hayatında anlattıklarını dinleyince, takip eden süreçte geldiği noktaya dikkat kesilince, içinizden ‘bravo! Helal olsun!’ demek geçer bazıları için.

Hele anlattığı başarı hikâyesinde samimi ise, abartılı değilse, kelime oyunlarına kaçmıyorsa, pes ediyorsunuz, kulak verip can kulağı ile dinliyorsunuz.

Bu duygularla tanıdık Arif Saim Akıncı’yı…

Bugün 29 yaşında ama yaşadıkları onu daha da olgunlaştırmış, belki insan, ortak ve dost seçiminde yanlışları olmuşsa da, bu yanlışlar, bu istemeden olan birliktelikler, onu yaşama daha da ve sımsıkı bağlamış, koyduğu hedefe, menzile sağlıklı ulaşabilmek için ısrarını, inadını sürdürmüş ve neticede başarı hikâyesi çıkmış ortaya.

*

O gün, işyerinde, meslektaşım sevgili Neşe Yıldızhan ile başarı öyküsünü dinlerken, mıhlanıp kalıyorsunuz olduğunuz yere.

İşiniz var, gitmek istiyorsunuz, sanki sizi uyutmuş gibi, hipnotize etmiş gibi, ruhsuz bir canlı varlık gibi dinliyorsunuz keyifle, zevkle. Zira anlattıkları, yaşadıkları, başından geçenler, başarı öyküsünün kahramanı olan Arif Saim Akıncı’yı bugünlere getirmiş, sonunda gönül verdiği, hayranı olduğu Cumhurbaşkanı, İstanbul’da yaşadığı, kaldığı dönemin büyükşehir Belediye Başkanı R.Tayyip Erdoğan’a olan sadakatini perçinleştirmek istercesine, 7 Haziran  genel seçimleri için AK Partiden milletvekili aday adayı oldu.

*

Merdiven basamak basamak. Ağır ağır çıkarsan, hedefe varırsın. Acele edersen, basamakları çifter çifter tırmanmayı denersen tıkanır, nefessiz kalırsın. Hızlı giden çabuk yorulur misali, kürekleri aheste çektiğinde, dudaklarından dökülen şarkının tadı da başka oluyor.

Sevgili Akıncı’ya sabretmesini, tahammüllü olmasını, sebat ve kanaat etmesini söyledik. Lakin o hayatta yediği darbeleri, önüne konulan mayınları, tekerine sokulan çomakları unutamasa da, bugün geldiği noktada, turizm ve otelcilik sektöründe bir ilki başarmış, hayat hikâyesinin başrol oyuncusu olup çıkmış.

*

Merhum Sakıp Sabancı’ya sormuşlar, ‘Tecrübe nedir?’ diye. O gönül adamı şu cevabı vermiş; ‘Hayatta yediğim kazıkların sayısıdır…’

Hepimiz günlük hayatta ihanete uğruyoruz, maddi ve manevi darbelere maruz kalıyoruz, arkadan hançerleniyoruz, yolumuza döşenen mayınlara basmasak da, tedirginliğini yaşamadık mı?

Akıncı’nın yaşı daha genç. İdealist insan. Hedefleri büyük. Temayülden geçti de, mülakatta sanıyorum içerde en fazla kalanlardan. Zira anlattıkları, mülakata katılan parti büyüklerinin de ilgisini çekmiş olmalı ki, 15 dakikalık zaman ayırmışlar kendisine.

Yolun açık olsun genç adam! Yılmak, yorulmak yok, yola devam! 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527