Sözün gelişi, haklıydı ama alacağı yoktu.
Veli dediysem, Arsan'da uzun seneler çalışıp emekli olan bir meslektaşımız, düzgün kalemi olan arkadaşımız. Biraz sazını sözünü esirgemeyen birisi.
Dobra ve net.
Sevgili Veli Karalar, geçen hafta bu sayfada çıkan yazım üzerine Kipaş yönetim kurulu başkanı Hanifi Öksüz’e haksızlık ettiğimi ima ederek, yazıya konu ettiğim Tekzen üzerindeki iş insanı Alişan Arıkan’a ait 2 blokun hastane, okul veya yurt olabileceğini, deprem sonrası bu üç büyük kuruma ihtiyacımız olduğunu, bu meselede Öksüz’ün de üzerine düşen görevi yerine getirmesini önermiştim.
Hatırlattığı için teşekkür ettiğim Veli de, ‘Abi sözünü ettiğin yer Alişan Arıkan’ın, sahibi o. Hanifi beyi niye karıştırıyorsun. Yazacaksan direkt Alişan Arıkan’a yazsana!’ dedi haklı olarak.
Biz de ne bilelim, abisi dedik, sözü nazı geçer dedik, biz yazarsak değil de, abisi, büyüğü söylerse tutar diye düşündük.
Kusura bakma Veli, düşünemedik!
*
Madem öyle, işte böyle sevgili Veli, şimdi buradan şehrimizin zengin işadamlarından, depremde fabrikası (ARSAN) ciddi zarar görünce tekstilden vazgeçip, şu sıralar en çok piyasa yapan, para kazandıran hazır beton işine dümen kıran Alişan Arıkan’a yazmak istedim.
Fakat şunu söylemek isterim, o yazıdaki önerim, gerçek anlamda karşılık buldu şehirde. Depremin üzerinden 17 ay geçti, geçiyor, bu şehirde sağlık da, eğitim de, öğrenci barınma sorunu da yerlerde sürünüyor.
Sayın Alişan Arıkan!
Gerçi Tekzen diye mağaza da kalmadı ama millet yine de adres babında orayı Tekzen diye tarif eder. Biz de bu tarif-adres üzerinden gidersek, size ait o 2 görkemli blok senelerdir boş durur. Sanıyorum bir ara çalışanlarınıza tahsis etmiştiniz. Şimdi atıl vaziyette ve her geçen gün daha da yıpranıyor. İlerleyen senelerde bakım ve onarım masrafı daha da katlanacak iken, boş duracağına diyorum, bir özel okul, ya da milli eğitime devredilecek fen lisesi, olmadı hastane, daha ileri gidersek, öğrencilerin, dışarıdan gelen çocukların barınması hâlâ bu şehirde sorun iken, ihtiyacı olan öğrencilere burs için değerlendirilemez miydi?
Niye boş tuttunuz, niye değerlendirmediniz diye hesap soracak değilim. Sahibi sizsiniz, ister boş tutar, ister kiraya verir, ister satarsanız, o sizin tercihiniz, sizin tasarrufunuzun da, milli servet diye düşündüm, o bakımdan Hanifi Öksüz üzerinden size seslenmiş oldum.
Bizim niyetimiz üzüm yemekti, bağcı ile sorunumuz yoktu, madem boştu bu milli servet, hastane, okul veya yurt olarak değerlendirseydiniz, sevap kazanacak, ihtiyaç sahiplerinin hayır duasını alacaktınız.
Elçiye zeval olmaz, sevgili Veli Karalar hatırlattı, borcumu ödedim!