banner1524

Fazla gecikmez, ertelemez hayat, evet, gün gelir seni de tartar!

Gerçi ayarın bozuksa, ne terazi kâr eder, ne kantar. Bir kere balık baştan kokmuş, cin şişeden çıkmış, karşı mahalle suyu tersinden akıtmış, öteki de bulandırmış, sen de alık alık bakmış, seyretmişsin!

Bu ülkenin, bu şehrin bir düzeni var. Geçmişi, tarihi, gelenekleri ve kimliği var. Bu ülkenin, bu şehrin bir hafızası, bir kültürü, bir rengi, bir dokusu varken sen dokunun bokunu çıkartmışsın!

*

Gazetecisin madem, topluma ayar vermeye kalkıştığında, toplum önce seni terazinin kefesine koyar, iviğini diviğini araştırır, özgül ağırlığın ne, çapın ve kare kökün ne kadar hepsini bir tarafa yazar, sonra notunu verir!

Karakterini tahlil eder, toplumsal ve mesleki ahlakını da terazinin bir kefesine koyar, yargılanman gerekiyorsa, dibine kadar yapar bunu!

*

Örneğin işadamısın. Zenginsin, binlerce çalışanın, fabrikaların var. Allah daha çok versin! Versin de, sen bu şehrin ekonomik anlamda ayarını bozduysan, kaportasına zarar verdiysen, küçük sanayiye götürsen, gerçi orada bile kredin yok, ki kimse senin işini yapmak istemiyor, zaten basın camiasında ve iş dünyasında da karşılığın yok, o fabrikanın girişindeki kantarın bir gün seni de tartacağını unutmayacaksın!

*

Esnafımız mesela… Depremden sonra kimsede Allah korkusu kalmadı. Vicdan, merhamet sizlere ömür! Ahırı olan bile uçtukça uçuyor, kirasına 10 bin lira istiyor. Devletin açıkladığı kira artış oranı, enflasyon oranı, Tefe ve Tüfe hikaye. Herkes kendini devletin üzerinde görüyor, tınlamıyor bile.

Bire alan ona satıyor. Kâr marjı korkunç. ‘Niye böyle!’ diyorsun, serbest piyasadan bahsediyor, neredeyse ekonomist kesilecek başımıza, kalitede hile yapıyor, terazide hile yapıyor, kullanma süresi geçmiş malları ‘daha bugün geldi’ diyerek insanların güvenine darbe indiriyor. 

*

Hizmet sektörü farklı mı sanki. Maliyeti 3 lirayı bile bulmayan çay, hizmet sektöründe (kafeler, lokantalar, pastaneler) 15-20-25 lira.

Kahve desen, ya 80, ya 100 liracık!

Tamam, ekonomik bir darboğaz var. (Eyvah, ne yaptım ben, bunları yazmakla etki ajanı tanımına girdiysem, vay halime!) Var da rakamlarla her gün oynanmaz ki birader, köçek misin sen!

Ve siyasiler… Onları unutur muyum zannediyorsunuz! Yazdım, zaten yazıyorum bir tarafa!

*

Sen, ben, öteki, beriki, her kimsek, kimseniz…

Unutmayın, bu toplumun ayarı ile oynamayın. Oynarsanız sizi de köçek gibi defe koyup öyle bir oynatırlar ki, çiftetelli halt etmiş yanında.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol