Gürültü patırtı bugün-yarın bitiyor. Sabrettiniz, makul karşıladınız, seçimdir-geçimdir dediniz, tahammül gösterdiniz. Nihayet seçim propagandaları bu akşam bitiyor da, kafamız şişmekten kurtuluyor.
Seçime, skorlara, tahminlere, iddialara ve yazılan-söylenenlere gelince:
“Sen gazetecisin, bilirsin, seçimlerde ne olur, kim ne alır, kim ne kaybeder?”
Bu sorular bıktırdı. Hayırlısı ile beklenen gün gelse, vatandaş özgürce gidip oyunu kullansa, partiler de milletvekillerini belirlese, vatandaş da derin bir oh çekecek, bizler de yoğun geçen günlerin ardından herhalde birkaç gün dinlenme fırsatı bulacağız.
İnsanlar konuştuğu gibi hareket etmiyor. Divanlı Mahallesinde başka, Kıbrıs Meydanında başka konuşurken, yağmur nerede ise tarlayı oraya çekiyor, nabza göre şerbet veriyor, seçim büroları da geçim kapısı olduğu için, aynı vatandaşı sabahleyin X partisinin seçim bürosunda, akşama doğru Z partisi seçim bürosunda karargâh kurarken, aslında söylemek istediğim şu, vatandaşın kafası hâlâ karışık!
Kime oy vereceğini, sandığa gittiğinde hangi partiye ‘evet’ mührü basacağına dair net kararı yok. Kararsız Kasım dediklerimizden yani.
Kendisinin net bir kararı yokken, sağda solda ahkâm kesiyor ama. Beklentisi de varsa şayet, kimin lahmacunu daha yağlı ise, ona yalakalık ediyor, onun davulunu çalıyor, onun borazanını öttürüyor! Dilin de kemiği yok ya!
*
Bazen de ahkâm keseyim, iki kelam edip siyaset bilgim olsun cüretine soyununca, ipin ucunu kaçırdığı oluyor, pot kırıyor, çam deviriyor, ne demek istediğine dair net bilgisi de olmadığı için, bal yerken kaşığın sapının kırılması gibi, kendisine varsa bir parça güven, itimat, o da elden gidiyor.
Karşıdaki anlıyor yani niyetini.
Artık kimse saf, aptal değil. Şundan diyorum, seçmen bu kez bilinçli. Hem sandıklara hâkim olma konusunda, hem de hangi partiye oy vereceğine ilişkin kesin kararı olanlar çoğunlukta. Lakin yüzde 20’lik bir kesim beklemede. Kahramanmaraşlılar Çarşamba günü MHP lideri Devlet Bahçeli’yi dinledi. Bugün de AK Parti lideri Ahmet Davutoğlu’nun gelişini ve onların hangi mesajı vereceğini bekliyor.
Şayet mesajlar doğru verilir, seçmen tarafından da doğru alınırsa, dengeler değişecek, köprülerin altından akan suların rengi başka olacak, kimbilir belki de yakın tarihte Türkiye yeni bir seçime gidecek.
*
Ve hazır olun, faturalar kesilecek. Beklenen ve istenen neticeler alınmaz ise, önce takımın kaptanı, sonra teknik patron, nihayetinde de hakem günah keçisi ilan edilecek.
Yani bir suçlu bulunacak ve hâkim talimat verecek: “suçlu ayağa kalk!”
Kalem kırılacak, karar uygulanacak.
Ötesi hikâye!