Yazılarımı sürekli takip eden Elbistan’lı okurlarım ve dostum arkadaşım şu öneride bulunmuş; ‘Hamurunu bildiğin insanların şekilleri ile uğraşma!’

Tuttum bu lafı.

Bizim çok şükür devletimizle, milletimizle bir problemimiz, derdimiz, kavgamız yok. Bizim derdimiz, bizim kavgamız şehir için.

Bizim kavgamız, (sözün gelişi) bu şehrin derdiyle dertlenmeyenlerle.

Bizimi kavgamız, halkın yanında olmayanlarla.

Bizim kavgamız, vatandaşı yok sayanlarla.

Bizim kavgamız, cam evde oturduğu halde komşuya taş atma derdinde olanlarla.

Bizim kavgamız, lastik metre ile ölçü almaya kalkışan acemi terzi zihniyetli siyasilerle.

Bizim kavgamız, çocuk gibi bizim yerel tabirle here heçe küsen daha çocuk kalmış,  büyümemişlerle.

Bizim kavgamız, bir gülümsemeyi halkından esirgeyenlerle.

Bizim kavgamız, kibir abideleri, güç zehirlenmesine karşı aşı ve ilaç dahi kâr etmeyen bağışıklık sistemi bozuklarla.

Bizim kavgamız, empati kurmadan insanlar hakkında kesin karar alanlar ve iğrenç yorum yapanlarla.

Bizim kavgamız, esnafın yanına gitmeye çekinen korkak bezirgânlarla.

Bizim kavgamız, ‘korkak çoban sürüye kurt getirir’ sözünü doğrularcasına insanları dinlemeyenlerle.

Bizim kavgamız, bu şehirde basın camiasının hafızası Mustafa Şirin’i, Bekir Doğan’ı, Mehmet Taş’ı, Mehmet Fiskeci’yi, Abdurahman Akbaba’yı yok sayıp toplantılarına çağırmayarak kendine alan açmak isteyen amatör siyasetçilerle.

Bizim kavgamız, nereli olduğu meselesi bile tartışmalı hale gelen yeri yurdu belli olmayan sözüm ona abi geçinenlerle.

*

Şimdi…

Sayın Cumhurbaşkanım. 

Sizden halkım adına, biliyorsun AKP’li değilim, samimiyetsiz, partiyi çıkarı için kullanan, en yakın arkadaşını bile saniyesinde ucuza satabilen, davadan bihaber AKP’lilerle işim olmaz. Ben gerçek bir AK Partili bir vatandaş iken, sizi her zaman sevdiğimi fakat bu son seçimde sırf şehrin öz evladı, şehir için kazanç ve fırsat olduğunu bildiğimiz Fırat Görgel hatırına oy veren birisi olarak, sizden ricam…

Milletvekillerini Maraş’a gönderme (en azından bir-ikisini) gözünü seveyim. ‘Oturun oturduğunuz yerde, zaten esnafın içine çıkacak yüzünüz yok. Çağırsalar bile gittiğiniz de yok zaten, kulağıma gelmiyor zannetmeyin! Partililerimi, esnafı rahat bırakın, gölge etmeyin başka ihsan istemez!’ de ve canımı ye!

Bunların Maraş’a gelmemesi gelmelerinden daha hayırlı.

Metropol ilçeleri bile kaybettirdiler. Yanlış yerde durdular, yanlış adayları size dayattılar, şehirde oy ve ilçe kaybına sebebiyet verdiler.

Kendilerine hayrı yok ki Maraş’a, size hayrı dokunsun sayın Cumhurbaşkanım.

*

Gelmesinler. Otursunlar Meclis’te parmak indirip parmak kaldırsınlar! Zaten yazılarımı CİMER kanalı ile size gönderiyorum. Okuduğunuzu düşünüyorum.

Bir iyilik yapın sayın Erdoğan, bireysel düşünüyorsam kahrolayım, bir de oy veren partilileriniz dahil, vatandaşı, esnafı dinlettirin, anket yaptırın, bir Allah’ın kulu çıkıp da iyi demiyor.

Kimse memnun değil.

Bereket versin partinin onurunu kurtaran bir Büyükşehir Belediye Başkanı var da, insan biraz nefes alıyor. Yarınlara dair kaygı taşımıyor.

O da olmasa, yandı gülüm keten helva!

Sizi, sizden çok sevdiğini söyleyen samimiyetsiz partililerinizden daha çok seven ağabeyin, 55 yıllık gazeteci Mehmet Fiskeci.

Bayramını kutluyor, gözlerinden öpüyorum! Rabbim yar ve yardımcınız olsun, mahcup etmesin! 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol