Dün yoğundum. Haberi yerel gazetelerde okudum ve ulusal televizyon kanallarında izledim. Kanım dondu. Neler oluyordu?
Jandarma vatandaş ile karşı karşıya getirilmiş, eylemciler ancak biber gazı püskürtülerek dağıtılmış ama insan şöyle bir geriye dönüp baktığında, takvim yapraklarını karıştırdığında, “Eyvah! Neler oluyor, yoksa yine mi..?” demekten kendini alamıyor.
Mesele Çadırkent, mesele yine her gün sorun olmaya devam eden Suriyeli sığınmacılar, mesele yine taşınması söz konusu olan bölge, yani Sivricehöyük Mahallesi…
Biz bu filmi seneler önce, 1978’de seyrettik. Hem de acı acı… Can kaybı vererek, ekonomik ve sosyal anlamda çöküntü yaşayarak, birbirimize kin ve nefret tohumları ekerek…
*
Bitsin…
Hemşehrilerimiz, arkadaşlarımız, sevgili Sivricehöyük Mahalle sakinleri, bu hadiseyi HDP’li milletvekillerinin, militanlarının malzemesi haline getirmesinler.
Seneler önce acı yaşadık, ayrılıklar yaşadık, birbirimizi çok incittik. Daha doğrusu bizi birbirimize kırdırdılar, düşman ettiler, incittiler. Yoksa bizim kimseyle etnik anlamda alıp veremediğimiz yoktu kardeş kardeş yaşadık. Ortaklık ticaret yaptık, kız alıp oğlan verdik, aynı okul sıralarında okuduk, aynı mahallede küsküç oynadık ve deveme çevirdik, düğünümüzde, cenazemizde acıyı ve tatlıyı birlikte yaşadık.
Şimdi birileri bu dostluğu, bu birlikteliği bozmaya çalışıyor. Kendilerine siyasi malzeme yaparak. Birliğimize ve dirliğimize zarar vererek…
Akıllı olalım, sağduyulu olalım. Başkalarının siyasi hesaplarının malzemesi olmayalım. Başkalarının, bizi birbirimize kırdırmak isteyenlerin oyununa gelmeyelim. Zira bu oyun çok tehlikeli.
Evet, bir oyun sergileniyor. Sahne hazır, birileri senaryo yazıyor, piyonlar, oyuncular çıkıyor, ki bunların bazıları da bölücü terör örgütünün militanları, ruhsuzlar, alçaklar, şerefsizler, şimdi gelmişler mahalle civarında vatandaşla, jandarma ile adeta savaş veriyorlar. O bölücü terör örgütünün militanlarını, milletvekilleri de olsa arana alma, onlardan medet umma, onlara güvenme! Dışarıdan gelen, olayları provakate eden militanların oyununa gelme!
*
Sevgili Sivricehöyük Mahallesi sakinleri, sakin olun, bundan nemalanmaya çalışanlara fırsat vermeyin. Kendi oyunları, kendi bok çukurları içinde boğulsunlar. Seni devlete karşı kalkan olarak kullanmak istiyorlar, ki bu oyuna gelme!
Biz yarın yine karşı karşıya geleceğiz, yine selamlaşıp, yine aynı sofrada aynı kazana kaşık sallayacağız. O bölücü terör örgütünün militanları, milletvekilleri her kimseler, çekip gidecekler. Biz yine çarşıda-pazarda birlikte olacağız.
Komşumuzsun. Ortağımızsın, mahallelimsin, okul ve asker arkadaşımsın..
İtidal, sağduyu ve basiret.
Hepsi bu…
NOT: Dün asker ve gazetecilere saldırdılar. Şiddetle ve nefretle kınıyorum. Mehmetçiklerinin kılına zarar gelsin istemem. Bu arada, saldırdıkları gazeteci arkadaşlarıma da geçmiş olsun dileklerimi gönderiyorum.