Belde başkanlarının geçmişte neler yapıp, neler yapamadığına dair analiz yazısı

04 Ağustos 2015, 09:55

497 kez okundu.

Allah aşkına, şöyle bir bakın çevrenize, ya da yetenekli olduğu söylenen, başarılı olduğu yazılan, on parmağında on marifet olduğu dillendirilen karekökü sıfır, cahilin cahili, evinde iki çocuğuna bakmaktan aciz olduğu halde, koskoca beldeyi yönetmeye kalkanlar ve talip olanların bugünkü hallerine bir bakın!

Büyükşehir yasası ile birlikte birçok beldelerin borçlarının büyükşehire aktarıldığını biliyoruz. Kimininki az, kimininki çok ama borç taktılar büyükşehire. Kazık attılar açıkçası.

Beldelerini batırırlarken, hizmetin ‘h’sini getirmeyip, hep kendilerine yontan, hizmet adı altında devletin imkânlarını çar-çur eden, kendi yandaşlarını zengin edip, belki de aralarında bölüştükleri rantı çıkara tahvil edenler, belde belediye başkanlığı yaptığını zannettiler.

Beldelerini değil, kendilerini ihya ettiler.

Herkes de biliyor, ki bilmemek mümkün değil, sağır sultan duydu, dünyanın en kör adamları dahi gördü, gözleri açıldı, daha düne kadar kirada oturanlar, kıytırık bir evi olanlar, şimdi beldeleri dedikleri mahallelerde saray yavrusu gibi evlerde oturuyorlar.

Belediyelerin imkânlarını kullanarak kendi evlerini inşa ettiler.

Yasal zemin ne varsa, başkanlık kendilerindeydi, güç kendilerinindi, imkan zaten ellerinin altındaydı, belediyenin de imkanlarını ve araçlarını kullanarak, öyle evler yaptırdılar ki kendilerine, görenlerin dudakları uçukladı.

Bütün bunları doğruluk, dürüstlük, din-iman, Allah-peygamber adına yaptılar, bizlere de yutturdular. Dini inançları kullandılar, olmayan meziyetlerini büyüttüler, basın kanalıyla kamuoyuna servis ettiler, kahraman ilan edildiler, ancak ne beldelerine hayrettiler, ne de partilerine.

Üstelik partilerine de zarar verdiler, ancak kol kırılır yen içinde kalır misali, dışarı sızdırmadılarsa da, ahlak dışı olaylar zuhur ettiğinde partilerinden ihraç edilseler bile, sonra aynı yere muhtar olmaktan utanmadılar.