banner1524

Bir de gazetecilere beleşçi derler. Ne alaka ise! Beleşçinin kralı siyasetçilerde. Özellikle uzun yıllar ara verdiği siyasete yeniden soyunmaya niyetlenen, unutulmuş isimler, bakıyoruz da nerede beleş, oraya yerleş misali, reklamlarını bile avantaya getirme derdindeler.

İnsan utanır biraz! Tabi varsa!

Herkes, aday adaylarını diyorum, çatır çatır para harcarken, gazetelere,  sitelere ve billboardlara reklam verirken, kendini uyanık zannedenler, çapı ve karekökü birbirine eşit olmayan, iç açılarının toplamı yüz seksen dereceyi bulmayanlar, beleşçiliği tercih ediyorlar.

Kamuoyunda yoklar…

Anketlerde şinanay yavrum şinanay!

Kurumlarda ne yüzü, ne izi misali…

Bir de çıkmışlar utanmadan kalenin duvarlarını, kapalı akaryakıt istasyonlarını kullanıyorlar. Belediye de seyrediyor.

*

Yüzsüzlük bu kadar olur.

Apartman duvarlarını unuttum…

3-5 liranın hesabını yapanlar, yarın bir gün sözüm ona belediye başkanı olunca, milyon liralık bütçeyi yönetecekler!

Zihniyet düşüklüğü sergileyenler bunlar. Basından kaçanlar, kamuoyu oluşturmak için basın ile bir araya gelmek yerine, beleşine, ucuzuna, kolayına kaçanları vatandaş görmüyor, bilmiyor mu sanıyorsunuz!

3-5 liranın hesabını yapanlar da zaten üç-beş kuruşluk aday adayları.

Belediye hesap sormayınca, ki değerli başkan sayın Mustafa Poyraz da herhalde boş vermiş olacak ki, beleşçi siyasetçiler, sözüm ona aday adaylarına ses çıkartmıyor, ‘ne halleri varsa görsünler!” diyordur eminim.

*

Parasız siyaset olmaz. Paran yoksa, git Ulu Cami önünde kil sat, ya da mendil aç! Öyle satın aldıkları bir iki kişiye eyvallah deyip, onların kucağına oturanlar, onların insafına kalıp, bu şehirde gerçek gazetecileri, internet sitelerini görmezden geliyorsan, Allah zaten senin cezanı verecek!

Şimdi, bu yazıyı okuyan, face’deki sıkı takipçim sayın Yüksel Seyfioğlu, “Yahu azizim, reklam vermeyince böyle mi oldu!” diyecek de, bildiği, dediği gibi değil mesele. Bu meselede net tavrımızı bilir en azından. 

Bizim derdimiz o değil. Gazetelere, sitelere reklam verir veya vermez, o ayrı, kişinin kendi sorunu da, biz beleşçilere kızıyoruz. Belediyeye kızıyorum.

Madem reklam da bir tanıtım aracı, o vakit belediyeye ne kadar ücret verdin. 

Meskun mahalleri işgal ediyorsun, işi avantaya getiriyorsun, bizim sözümüz bu çapulculara.

Sayın Poyraz kendi derdinde, telaşında olduğu için, “Boş verin canım, kim nereye ne asarsa assın, karışmıyorum!” dememesi lazım.

*

Hamama giren terler, eşeğini seven bilmem nesine katlanır.

Lakin iç açılarının toplamı yüz seksen etmeyen, zaten amaçları da belediye başkanı olmak değil, bir koltuk, bir daire başkanlığı, ucundan kıyısından sebeplenemez miyim, derdindeler, telaşındalar.

Yoksa, etin ne budun ne, kalkmış bir şehri yönetmeye talip oluyorsun.

Bırakın bu işleri, devlet su işleri…

 

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527