Ben de özür bekliyorum!

06 Nisan 2013, 16:40

910 kez okundu.

İsrail’in durup dururken, aklında fikrinde yokken, seçildiğinde adından dolayı Müslüman diye lanse edilen Barak Obama’nın dayatması ile Türkiye’den özür dileyen İsrail’den sonra düşündüm, benim kafam kel mi, benden de özür dilenmeli diye düşündüm, oturdum bu yazıyı döşendim.

Benden kim ve hangi nedenlerle özür dileyecekti, şimdi onu okuyacaksınız!

Yola tükürenlerden, balgam saçanlardan…

Yürürken edep yerini karıştıranlardan…

Doğruluk ve dürüstlük adına tartıda hile yapanlardan…

İşini, aşını ve eşini aldatanlardan, onlara yalan söyleyenlerden…

Halkına, seçmenine, kendilerine gönül verenlerden…

Kul hakkı yiyenlerden, yetim malına göz dikenlerden…

Gazeteci ise ezbere, bilmeden, araştırmadan yalan yazanlardan…

Dostunu düşmanını bilmeyen zekâ katsayısı düşüklerden…

Asli görevini unutup, çıkar amaçlı dosya takipçiliğine soyunanlardan…

Başı ağrıdığında, ölümcül hastalık ayakları ile başkalarından “ne koparırsam o kâr!” düşüncesiyle, kendini uyanık, âlemi sersem-kör sanan, sözüm ona geçinen asalaklardan…

Özür bekliyorum…

Özür dilemek bir erdem, büyüklük. İnsan büyüdükçe küçülmesini bildiğine göre, bir kusur, bir yanlış karşısında karşıdakinden özür diliyorsa, meseleyi uzatmanın, üstüne üstüne gitmenin manası yok.

İnsan olan erdemli hareket eder. Yeri geldiğinde, kendinden küçük de olsa, özür dilemeyi bilecek.

Esnaf adam, bal sattığı halde suratı sirke satanlardan…

Patronunun verdiği görevi yerine getirmeyen, ona kazık atmak, ona zarar vermek için fırsat kollayanlardan…

İşçisine, çalışanına hak ettiği ücreti vermeyenler, göstermeyenlerden…

Başkasının özel haberine, alıntı yaptıktan sonra ‘haber merkezi’ yazdıran gazetelerin sorumsuz yazı işleri müdürlerinden…

Anasına, babasına, atasına saygı göstermeyen veledlerden…

Büyüklerine saygı göstermeyen, küçüklerinden sevgiyi esirgeyen sözde büyüklerden…

Özür bekliyorum…

Özür dilemek kişiyi küçültmez. Aksine yüceltir, büyütür.

Yerelde yazdığı halde, ulusalcı takılan sözde köşe yazarlarından…

Garibandan, yoksuldan, düşkünden yana olmak varken, güçlünün yanında yer alan yılışık ve yılıklardan…

Akşam kocası eve bir şey getirmeyip, filesi boş geldiğinde, ‘Be adam, gözün kör mü senin!?” diyen kadınlardan…

Eşine, çocuklarına ve çalışanlarına şiddet uygulayan, tacizde bulunan, işkence çektiren, hayatı zehir eden ve nüfus cüzdanında cinsiyeti erkek yazan ve mavi nüfus cüzdanı taşıyan sözde erkeklerden…

Yağmurlu havada, aracı ile seyir halinde iken, yayalara su ve çamur sıçratan dengesiz sürücülerden…

Özür bekliyorum…

Ve İsrail’in de canı cehenneme! O’nun özür dilemesini samimi bulmadığımdan, bana pek de inandırıcı gelmedi. Siz en iyisi benim yazıyı okuduktan sonra ellerinizi başınıza koyun da bir düşünün. Benden özür dilenme gerekçelerimde haklı mıyım, haksız mıyım, yorumu size bırakıyorum.

Bir yanlışım varsa, haksız isem, okurlarımdan özür diliyorum!