banner1524

Geçenlerde dile getirdim. Ot attıktan sonra yere balgam atanların, içtiği sigaranın izmaritini rast gele savuranların, gazeteciyim diye ortalıkta dolaşan ipsiz ve tipsizlerin tek suçlusunun ben olduğumu itiraf edince, baktım ki suçum, günahım bunlarla sınırlı değil, devam edelim dedik.

*

Herkesten özür diliyorum.

Aylakları, ipe sapa gelmezleri gazeteci yapan benim.

Onların gazetelerindeki, köşe yazılarındaki bayağılıktan, boşluklardan ben sorumluyum. Suçlu ve günahkâr benim yani.

Sözde köşe yazarlarının Veli Göçer’iyim ben.

Eskilerin bile kanına girdim bilerek, belki de bilmeyerek, farkında olmadan.

Koca koca adamlar yoldan çıktı. Herkese yola gelirken, sözde aklı başında geçinenlerin yoldan çıkması hayra alamet değil.

Atıf Şirikçi’nin fabrikasında kimyasal zehirlenme sebebiyle iki işçi hayatını kaybetti.

Bu iki kişinin ölüm sebebi de benim!

Durdu Özbolat’a şayet zehirlenme olayında bir ihmal varsa, mecliste, cevaplandırılması düşüncesiyle önerge vermesini engelleyen de benim! “Aman!..” dedim, “Yapma… Yatırımcının şevkini kırarsın, kimse kendi ayağına kurşun sıkmaz, kimse fabrikasından cenaze kalksın istemez, vazgeç!” diyen de ben oldum.

Ayağının çamuru ile, kapıda paspas olduğu halde silmeden içeri giren ve halıları çamura bulayan tabiî ki benden başkası değil.

Görgü kurallarından uzak, davetsiz, pandır palas içeri dalan, randevu almadan kapıdan içeri balıklama dalan münasebetsiz ve davetsiz ziyaretçi de benim!

*

Bakın, üsluplar değişti, içerikler hafifledi.

Herkes kendini gazeteci, köşe yazarı sınıfına koyunca, bizim söyleyecek sözümüz kalmıyor sağda solda… Bazı dostların dediği gibi, gazeteciyim demeye utanıyorum.

Dostlarım kızıyor yer yer, “Falanı gazeteci yaptın ya, bu ayıp, bu günah, bu vebal sana yeter!”

Eyvah! Ne yapmışım ben dostları kızdıracak kadar!

*

Okurlara yazı beğendiremiyorsun. Saçma sapan, langir lingir yazı yazarak onları kızdıran, öfke küpüne daldıran ben olduğum için, suçum, günahım büyük!

Hayrettir ki, öfkeye de rağbet var bu şehirde.

Kızan kızana… Çalım satan satana…

Beraber olduğumuzda, iltifat ettiğimize, kapıdan dışarı çıkar çıkmaz bin iftira atıyor, arkasından söylenmedik laf bırakılmıyorsa, vallahi de billahi de onun suçlusu da benim!

Mahalleye geldiğimde ciddi bir işti köşe yazarlığı. Zordu, lakin sonradan cılkını çıkarttılar. Elbirliği ile… Bir sürü nitelik gerekiyordu, o da çok az bulunuyordu.

Ben kolaylaştırdım bu işi. Yani köşe yazarlığı benimle kolaylaştı! Kolay okuyunca, kolay yazıldığını düşünenler de oldu tabi.

*

Hal böyle olunca, kendimi çok suçlu hissediyorum. Ben günahkâr bir kulum. Öte tarafta yerim var mı bilemem de, çok kişinin vebalini sırtladım bu yaşta.

Ha…

Siz bu durumdan memnunsanız, bir sıkıntınız yoksa, keyfiniz de gıcır ise, o zaman derhal, hemen övünme moduna geçebilirim.

Sizce bir sakıncası var mı?

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527