Sabahın erken saatinde haberler için televizyonu açtığımda, İncir Festivali için Yavşan Yaylasına giden Fatmalı Belediye Başkanı Servet Bekereci’nin öfke ve nefret kokan söylemi ile karşılaştım.
Anladığım kadarı ile Genel Başkanı hemşehrimiz Mustafa Kamalak ile bir sorun yaşamış olmalı ki, mikrofonu kaptı, o kalabalık içinde, “Ben Saadet Partisi adayı dialım…” deyiverdi.
Herhalde o gün festivale katılanlar gibi, ben de ekran başında dondum kaldım.
Gerçi Servet Bekereci’den fazla bir şey beklemek de safdillik olurdu.
*
Hiçbir vasfı olmadığı halde, inciri ile meşhur Fatmalı Beldesine belediye başkanı olan Servet Bekereci, bildiğiniz gibi milli görüş gömleği giymişlerden. Saadet Partisi kökenli. Eski belediye başkanımız, eski milletvekilimiz sayın Ali Sezal’ın ekibinden. Ki bunu kendisi de söyledi kaç kez.
Bu arkadaşımız, Saadet Partili olduğu halde, Fatmalı’dan belediye başkanı gösterilmeyince, CHP’den belediye başkanı oluverdi.
Siyaset bu, gözü kör olsun.
Küçük yerlerde insanlar partiye bakmaz. Adamına bakar, biraz da para dönüyorsa ortalık yerde, o aday için seçimi kazanmak zor bir şey değil. Çünkü küçük yerleşim birimlerinde para konuşur, (elin cebine gitmiyorsa, cebinde akrep yoksa) sonra da bölgecilik, aşiretçilik önemli rol oynar. Parti falan hikâye…
*
Bekereci nihayetinde CHP’den kazandı. Çok iyi hatırlıyorum, şimdi CHP Genel Başkan Yardımcısı olan dönemin İstanbul CHP İl Başkanı Gürsel Tekin, milletvekili Durdu Özbolat, CHP il başkanı Galip Yılışın ve kalabalık bir ekip Fatmalı’ya gitmişti.
Sonra baktı ki, bazı gerekçeleri ileri sürerek, hizmet alamadığını beyan ederek, iktidara yamandı, AK Partiye geçti.
Tantana, tören falan…
*
Sonra baktı ki AK Parti’den de hayat yok, yuvasına döndü, yeniden Saadetli oldu. Sanki beldesine çok hizmet vermiş gibi, şanı şöhreti de artınca (!) büyüklendi, kibirlendi ve Saadet Partisinden Onikişubat ilçesine belediye başkan adayı ilan etti kendini.
Artık evindeydi, hidayete ermişti, Genel Başkanı da yanında iken, adaylığını açıklayacaktı festivalde. Ancak her şey beklediği gibi gitmedi, kendi hemşehrileri, köylüleri yuhaladılar, kınadılar, ayıpladılar. O da sinirlendi, genel başkanı huzurunda Saadet Partisi ile ipleri kopardığını ilan etti tüm milletin huzurunda.
*
Eeee, şimdi ne olacaktı?
Büyük hayaller peşinde koşan, o kadar masraf eden, para harcayan, Yavşan Yaylasına festival için incir götüren, üstelik de genel başkanını dahi misafir eden Bekereci, bundan sonra hangi güzergâhı seçecekti.
Yeniden AK Partiye geçer mi, zor.
BDP’ye gitmeyeceğine göre, (ihtimal üzerinde duruyoruz tabi) geriye bir tek gidebileceği parti MHP kalıyordu.
Peki, MHP’nin kapısını çalabilir mi, mümkün değil.
Desene garibim açıkta kaldı.
Vah, vah!