Her boyayı boyadık, bir fıstıki yeşili kalmıştı, acılarımız daha taze iken bile depremi unuttuk, ders almadığımız gibi travmasından vazgeçtik, her geçen gün insaf ölçülerini allak bullak eden esnafımızı, ev sahiplerini bir tarafa bıraktık, canavara dönüşen enflasyonu görmezden geldik, belediye başkanları ile bilek güreşine tutunduk, deprem sonrası şehir toparlanmaya, sanayiciler ve esnaf ayağa kalkmaya başlamışken, haberleri dinledim, korktum!

Niye korktum?

*

Bir de etki ajanlığı meselesi ile tanıştık. Korkacak mıydım, tırsacak mıydım, köşeme mi çekilecektim, ununu elemiş eleğini duvara asmış biri olarak görmeyecek, duymayacak mıydım diye düşünürken, yazdıklarım acaba etki ajanlığı suçuna giriyor mu diye kendi kendime sormadım değil.

Peki neydi etki ajanlığı. Çünkü bu kavram daha yeni. Kimse ne sordu, ne sorguladı, ne tanıştı. Belki bendeniz de aykırı yazılarımdan sonra etki ajanı diye içeri tıkılabilirim.

Ha, eleştiri hakaret mi, tabi ki değil. Yapıcı, uygulanabilir eleştiriler, öneriler niye etki ajanlığı kapsamına girsin!

*

Vatanının, memleketini, bayrağını, ezanını, milli ve manevi değerlerini seven, hamisi olan, ülkenin beka meselesi haline getirip sonuna kadar arkasında duran benden etki ajanı mı olur Allah’ınızı severseniz!

Bu ülkeye, bu ülkenin huzuruna, gelişmesine darbe indirmeye çalışanların, bir karış toprağında gözü olanların Allah belasını versin!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol