Plent dediğim şu, üretimde kullanılan malzemelerin farklı oran ve ısıda karıştırılarak asfalt oluşturulmasını sağlayan alet, makine…
Büyükşehir Belediyesi ve Onikişubat Belediyesi dâhil, birçok ilçemizde mevcut. Geleceğim…
*
İdrak etmekte olduğumuz Muharrem ayı sebebiyle birçok yerde aşure kazanları kurulur, zaman ve imkân dâhilinde katılım sağlarken, siyasetin ve iş dünyasının sevilen ismi, Halı Yıkayıcılar derneği Bakanı Murat Sevilir’in aşure ikramında uzun süre göremediğimiz dostlarla karşılaşma imkanı bulduk.
Sevdiğim isim AK Parti Onikişubat İlçe Başkanı Mücahit Kara, son yazım ‘Cüneyt Doğan ile devam (mı?)’ yazıma atıfta bulunarak imalı kelimeler ve bakışlar fırlatırken gülüştük biraz.
*
Aynı gün akşam saatlerinde uzun seneler takip ettiğim, çalışmalarını takdirle karşıladığım Bertiz Vakfı’nın istişare toplantısında bulundum.
Davetleri için Vakıf Başkanı eğitimci Erdoğan Eryılmaz ve Bertizspor Kulübü Başkanı Fatih Yıldız’a teşekkür ediyorum. Tabi muhtarların babası, ağabeyi sevgili Resul Arslanhan dahil.
Bu dostlar, Bertiz’in, Dulkadiroğlu’nun ve hatta şehrimizin hafızası, markalarıdır.
Bertiz Vakfı’nın önemsiyorum. İyi niyetlerini, çabalarını, yöre halkı için, öğrenciler için, şehrin tanınırlığı ve gelişimi kadar toplumsal sorumluluklarına olan düşkünlükleri ile en seçkin, en dürüst sivil toplu kuruluşu diyebilirim.
Ve faaliyet raporlarını dağıttılar bize, 30 maddeden oluşuyor, neleri sığdırmışlar içine, insan hayret ettiği kadar da seviniyor, gurur duyuyor.
Toplumsal duyarlılık ve hassasiyet sahibi dostları tebrik ediyorum.
*
Keşke o akşam Dukadiroğlu’nun sevilen ve dürüst yüzü, umudu, kadim dostum Belediye Başkanı Mehmet Akpınar da gelseydi, iki hanek eder, yüz yüze konuşurduk diyeceklerimizi.
Böyle olmuyor ama!
Önümüz kar-kış. Bu aydan sonra havalar serinlemeye, yağmurlar ufaktan ufaktan serpiştirmeye başlar, arkasından sağanak yağmurlar, kış kendini gösterecek iken, vatandaşın ayağına çamur değmesin diye yola çıkan dostlarımız, tamam asfaltlamaya önem veriyorlar da, pahalı bir maliyetle nereye kadar.
Kendi asfalt plentlerini kurup, ilçenin ileriye dönük ihtiyacını karşılama noktasında vakit geçirmemeliler.
Küçük sanayi sitesi içindeki ana arterler büyükşehire ait tamamda, ara sokaklar Dulkadiroğlu’nun. Yok eğer büyükşehir ile anlaşıp tümünü üstelenecekse büyükşehir, mesele yok. Ama elden gelen öğün olmaz misali, horoz bile vaktinde ötüyor.
*
Bize söz hakkı verildiğinde, o gün akşam şunu söyledim, Dulkadiroğlu asil bir toplumun ürünü. Beyliklere ev sahipliği yapmış. Fakat deprem sadece aklımızı almayıp, ne beylik dinledi, ne konut, ne yaşam hakkı. Hayallerimiz ve hatıralarımız dâhil hepsini elimizden almış iken, ilçenin bir an önce toparlanması için belediye cicim aylarından sıyrılmalı, kendini işine, sorumluluklarına ve halkına adamalıdır. Onlara inancım, güvenim tam!
Şunu da hatırlatmak isterim, Bertiz’i ilçenin ve hatta Maraş’ın merkezine koymak fikri kime ait bilmiyorum, ilçe sadece bir yerleşim yerinden ibaret değil. İlçeyi bütün olarak değerlendirmek, yorumlamak lazım!
Misafir odasında, bekleme salonunda çekirdek çıtlatma devri bitti. Şimdi daha iyi günleriniz diyeceğim de, ayıp olmasın, artık cicim aylarından, çay-kahve muhabbetinden, ‘hayırlı olsun’ geyik fasıllarından ayrı tutun kendinizi.
*
O akşam da söyledim, karı koca kavgası önce evde, sonra komşuya sirayet ederken, sonra mahalle, derken şehirde duymayan kalmaz! Biz kavga edin demiyoruz elbet. Çalmayan çalışan, adaletle hükmeden, vatandaş memnuniyetine önem veren, para, bağ-bahçe yerine yüreğinizde biriktirdiğiniz insan sevgisi üzerinden sorumluluklarınızı yerine getirin, yeter!
Anladınız siz!