banner1524

Bu bir İtalyan atasözü.

Yaşanan yolsuzluk ve rüşvet olayları, çalkantıları, dedikoduları, gazete manşetleri, yukarıdaki atasözünü hatırlatıyor adeta.

Biz hep temiz ellerden söz ederiz. Temiz toplumdan, temiz yönetimlerden, temiz iktidarlardan.

Yukarıdaki atasözü, bizim atasözlerimizle örtüşür mü, bakmadım da, partilere oy veren insanlar, temiz, şaibesiz insanları arıyor.

Bunu düşünürken, ararken, partisine bakmıyor, çok da önemsemiyor. “Yeter ki temiz, dürüst olsun!” düşüncesinden yola çıkarak, sandığa gittiğinde kime oy vereceğini tasarlıyor kafasında.

Hizmeti, projeyi de çok taktığı, önemsediği yok bu arada.

İlla ki dürüst olsun!

*

Malum, ortalık toz duman. Mahalli seçimlerin bile ne olduğu, ne olacağı gündemden düşüverdi yolsuzluk operasyonları ile.

Mahalli seçimler gölgede kaldı,  aday adayları da limon gibi sıkıldıkça sıkıldı.

Artık ne olursa, ne olacaksa olsun der hale geldiler.

Ortalık toz duman iken, hava da kurşun gibi ağır, herkes burnundan soluyor, hakkında iki kelime ettiğin siyasetçi, tavır alıyor, küsüyor, gönül koyuyor, “Bu bana yapılır mı?” dercesine telefonunuza bile bakmıyor, ya da suratı ekşi ayran içmiş gibi iki karış…

Öyle ki, sağduyulu bir ses, düşünceli bir tavır görmek çok zor. Bütün taraflar, ellerinde kılıç ve kalkan, sanki cenge çıkmışlar gibi, kılıç sallıyor herkese birbirine.

Neresi gelirse, nereden yara alırsa artık.

*

Korkuyorum…

Kimden ve neden! Bilmiyorum! Öyle kuru tehditlere, çapulcuların tehditlerine, çalım çehrelerine aldırdığım yok zaten de, insanların samimiyetsizliğinden, vefasızlığından,  ihaneti meslek edişinden, riyakârlıklarından ve nankörlüklerinden korkar hale geldim.

Herkeste bir maske, birini çıkartıp birini takıyor, dün gördüğümüz yüz ertesi günü başka suratla çıkıyor karşımıza. İçinden neler geçiyor,  bilemiyorsun, tahmin dahi edemiyorsun.

O cebindeki maskeyi saklamaya çalışsa da, karakteristik özelliklerini bildiğinden, bir değil, birkaç tane taşıyabileceğine dair endişen yok.

*

Plan, proje,  seçim vaadi, karşıyaka’ya köprü, yeni imar planı ve tepkileri falan…

Ülkenin şu anda en çok ihtiyaç duyduğu şey, sağduyu ve itidal. Birinci ve temel. Yaklaşan fırtınalarda Türkiye gemisinin doğru pusulası, sadece sağduyu ve itidal olacaktır, olmalıdır.

Ben…

Mehmet Fiskeci olarak, o pusulayı kaybetmekten korkuyorum!

Bakın, mahalli seçimler arefesindeyiz. Kavgalar tırmandı, oyuncular sahayı terk edip soyunma odalarına sığındı, tribündeki seyirciler bile sahadaki kavgaya karıştı. Böylece, ne sağduyu kaldı, ne itidal.

Aynen öyle, korkularımın gerçekleşmesinden korkuyorum!

NOT: Tüm meslektaşlarımın gazeteciler günü kutlu olsun!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527