O gün bir araya geldiğimizde, sektörün içinde bulunduğu krizleri, iddiaları, dedikoduları ve yaşanan olumsuzlukları konuştuk.
O da dertli, o da muzdarip olanlardan, bitenlerden…
İnşaat sektörüne ilişkin çok yazı yazıldı. Adliyede, vergi dairelerinde ve sektörün kendi içinde çok konuşuldu, tartışıldı.
Kimi battı denildi, kimi iflas ertelemeye gitti diye dedikodu yaptı, kimi daha inşaat başlamadan sahayı terk etti diye dedikodu yaydı, kimi vatandaşın kıymetli arsasını yüzde 55-60’la alınca çuvalladığını, yanlış ata oynadığını bilemediğinden sektöre erken veda etti, kimi de vatandaştan arsasının tapusunu ve vekâletini alarak kayıplara karıştı.
Bütün bunlara sektörü olumsuz etkileyince, bankalar da düşünmeye başladı; ”Sektörde neler oluyor?”
Vatandaş, yani geleceğini, ahrette iman, dünyada mekân diye düşünen insanlar, birikimlerini, umutlarını, geleceğe yönelik hayallerini üçkâğıtçılara kaptırınca, hayatları yıkıldı, hayalleri mahvoldu.
*
Kabahat biraz da vatandaştaydı. Körü körüne teslim oluyorlardı. Sormuyor, soruşturmuyor, yüzde 55-60’lık arsa payı karşılığı alacağı birkaç daireyi hesap ediyor, kentsel dönüşüm uzmanı olduğun söyleyen şaklabanlar da, eski konutları yıkıp, yüzde 10 genişletme payı hayaliyle okumadan sözleşmeye imza atıyordu. Öte mahalleden kız alırken yetmiş yere soran insanlar, geleceklerini inşa etmek adına konut sahibi olmak adına oturacakları evi yapacak müteahhidi sormuyor, araştırmıyordu.
Şimdi duyuyoruz, okuyoruz. Falan müteahhit tapuları, vekaletleri alıp kayıplara karıştı.
Kentsel dönüşüm uzmanı olduğunu söyleyen birileri, vatandaşın gözünü boyamak adına zemine beton döküp ortalıktan toz oluyordu.
*
Kuşkusuz her camiada, her sektörde olduğu gibi, müteahhit ya da inşaat sektöründe de çamurlar, kapkaççılar, üçkağıtçılar, fırsatçılar, çapsız ve özgül ağırlığı olmayan sözüm ona müteahhitler çıkıyordu.
Tabi inşaat sektörünün çıkmaza girmesiyle, bu sektörü besleyen alt sektörler, esnaflar da zor durumda kalıyor, mal satamadığı gibi ödeme ve tahsilat dengeleri de allak bullak oluyordu.
Ayrıca bu sektörde çalışan, özellikle başka şehirlerden gelen ustalar, amelelere de yarınların ne olacağını bilmeden umutsuz bekleyiş içine girmişlerdi.
Vatandaşın inşaat firmalarına endişeli, kuşkulu ve güvensizi bakışı haliyle dürüst, kendini ispatlamış, a kalite konut üreten firmaları da rahatsız etti.
Bankalar ayrı bir âlem. Onlar bile tedirginler, yarına güvenemedikleri için, konut için vatandaşa kredi verip vermemekte dahi tereddüt etmeye başladılar.
*
Dememiz o ki, bu kötülerin, çapsızların, özgül ağırlığı sıfır olan sözde inşaatçılar yanında, yaptığı konutlarla, kalitesi ile dürüst ödeme-tahsilat dengesi ile ayakta kalmış firmalardan biri de Enver İnşaattır. Sahibini de tanıyoruz, dürüst insan, beyefendi kişilik İbrahim Çakmak…
Bugün nereye baksanız, Envar İnşaat’ın kalitesiyle karşı karşıya geliyorsunuz. Üstlendiği işi zamanında bitirip, insanları su sancısına yatırmadan, haklarını da koruyarak vatandaşları konut sahibi yaparken, inşaatlarında kullandığı malzeme kalitesi ile de adından söz ettirmeyi başarmıştır.
İnsana, insanın emeğine, birikimlerine değer veren, sektörde güven abidesi, birikimi-umudu olan insanların teminatı, sigortası sayın İbrahim Çakmak, bu sektörün dürüst, a kalite müteahhitlerinden biri olma onurunu taşırken, kentimizde kalitesini altın harflerle yazdırmış birkaç firma-markalardan birisidir.
Tebrik ediyoruz.