Bu büyük lafı ben söylemedim. Ünlü düşünür Konfüçyüs’ten.
CHP’nin ateş parçası İl Başkanı Ünal Ateş çıktı, Çevre ve Şehircilik Bakanı sayın Murat Kurum şehrimize gelmişti ya geçen hafta sonu, yerel basını kabul etmediler salona, toplantıya, tabi eleştirinin bini bir para, Ünal Ateş de çıktı dedi ki, ‘yerel basından niye korkuyorsunuz!’
Bu ne biçim soru Allah aşkına, kim korkar yerel basından! Sonra niye korksunlar ki, yerel basın öcü mü?!
Muhalif cenahtan kimseyi çağırmamışlar. Buna da bozuluyor Ateş. Protokol listesinin değişip değişmediğine dair soru da sormuş, cevap veren çıkarsa öğrenir de, daha yaşı genç, beklesin biraz!
Ve dışlandıklarını iddia ediyor, yerel basının da… Sayın Bakan esnaf ziyareti yapmış, Ateş’i es geçmişler. Muhalif parti temsilcilerini, başkanlarını da. Kimsenin haberi olmamış Maraş’a geldiğinden.
*
Aşk olsun, A Haber’in, Aksu Tv.’nin, İHA’nın, TRT’nin ve DHA’nın haberi oldu ya, tellal mı çağırsalardı, davul zurna ile duyursalar mıydı?
Sevgili Ateş bir de ciddi ciddi iddiada bulunmuş, Bu şehrin noksanlıklarını, problemlerini en iyi bilenlerin yerel gazeteciler olduğunu söylemiş. Yok canım, daha neler! Yerele bakın kim oluyor Allah aşkına, kilosu kaça sonra? Geçeceksin onu bir kalemde.
Yerel gazeteci arkadaşlarımızı çağırmanmışlar, olsun, canları sağ olsun! Olsun da, yerel basının bir gün kendilerine de lazım olacağını akıllarından çıkartmasalar iyi ederler.
Vahit Bey de dahil.
*
Şu atom karıncayı, şu Ali Öztunç’u birileri durdursun, sustursun gözünüzün yağını yiyeyim. Ne olmuş yani, KSÜ’de hastalara kullanma süresi geçmiş stent takılıyormuş. Bu meseleye parmak basmış! Başka yer bulamadınız mı, başka konu kıtlığı mı var sayın Öztunç. Siz de atom karıncasınız, eleştirecek, meclise taşıyacak çok mesele bulursunuz. Bu durum, sağlık hizmetleri kalitesine ve hasta güvenliğine olan güveni sarsıyormuş. Kamuoyunda büyük endişe varmış! Tıbbi malzemelerin kalitesizliğinden dem vurarak, bunun ciddi riskler barındırdığını ileri sürmüşsün!
Sağlık Bakanının işi gücü yok da yorganı-minderi KSÜ’e atıp stent takan kalp doktorlarını mı denetleyecek! Tıp Fakültenin Dekanı var, KSÜ’nün Rektörü var, sonra Sağlık Müdürü varken, en büyük sağlık kurumunun derdiyle dertlenmek sana mı düştü ey Ali Öztunç!
2’si profesör olmak üzere, dahi ve cevval milletvekillerimiz varken, tamam, şehrin sorunlarını Mecliste gündeme taşıyorsun, yükselen sesimiz oluyorsun da, sağlık sorununu çözmeyi bize bırak gözünün yağını yiyeyim!
Ben penaltıyı çekecek oyuncu bulurum!
*
Aklıma takıldı durup dururken, futbolu seven, gençliğinde lisanslı olarak futbol yaşamını sürdüren, takım dahi çalıştıran birisi olarak futbolu severim. Maçlara da giderim.
Bu sene gidebilir miyim, biraz zor gibi. Saha yok. Sağlam sahaları çürük diye yıktılar, şimdi saha derdine düştüler. Hem İstiklalspor, hem Kahramanmaraşspor saha arıyor. Antepliler, yani Fatma Şahin önce tamam dedi, okey dedi, onay verdi, sonra ne olduysa, ne bittiyse no dedi, hayır dedi, olamaz dedi, Kalyon Sahasını maçlarımız için vermediler.
Herhalde İstiklalspor KSÜ sahasında, Kahramanmaraşspor da Batıpark sahasında maçlarını oynayacak. Ne demiş büyüklerimiz, ‘elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz!’
Oturun da kendi halinize, derdinize yanın! Geçmişte, bize 30 bin kişilik stad sözü verenleri hatırlayın!
*
Derken, İstanbul’da bir gurup sporsever, Asma Köprüye ‘Kahramanmaraş’a stadyum istiyoruz’ diye pankart asmışlar. İlahi çocuklar, yahu bir durun, rahat bırakın bizi yönetenleri, milletvekillerini. Sanki bakkaldan ekmek, çaycıdan bir bardak çay ister gibi çocuksu hareketler yapıyorsunuz!
Bırakın da bu meseleleri bu şehrin derdiyle dertlendiğini, her sorunu çözmek için özveriyle çalıştıklarını, esnafın içinden çıkmayıp, onların dertleriyle hemhal olduklarını söyleyenler çözsün!
Saha, yani stadyumun yokluğu derdi, sizi mi gerdi?
Size ne birader! Yahu bir gidin işinize be!
*
Tüh, başlıkla ilgili bir şeyler yazacaktım, bak araya neleri sokuşturdunuz! Siz var ya siz, adamı verem-kanser eder, ecelinden evvel öldürür, toprağa diri diri gömersiniz! Korkulur sizden valla!