banner1524

Biri böyle yazmış geçen haftaki ulusal gazetenin birinde. Maddeyi, parayı ön plana çıkartmış rahat ve huzurlu yaşam için.

Lakin itirazı baştan yazayım da maraza çıkmasın,

İktidar tamam da, para için ıhh!

Gerçi öteden beri söylenir, yazılır, “şimdi rağbet güzel ile zengine!”

Artık güzellik de para etmiyor; bahtın kara ise, şansın yoksa!

Parası çok olduğu halde elini cebine götürmekte zorlanan çok insan tanıdım, gördüm.

Vefat etmekten 15 gün önce bu şehirde 3 dönem belediye başkanlığı yapan merhum Dr.Sait Emirmahmutoğlu’nun yanındayız. Dönemin belediye başkanı Hanefi Mahçiçek ve sevgili Yavuz Nalbantbaşı ile…

Zenginliği sordum, nasıl bir şey diye…

O söylemişti, “Çok param var, malım mülküm ama, bak elimi cebime götüremiyorum”

Çünkü elini cebine sokacak takadı, dermanı yoktu merhum Sait ağabeyimizin.

Nur içinde yatsın!

*

Tabi para belki hiç birşey değil ama aslında yeri ve zamanı geldiğinde müthiş bir güç dengesi. Parası olan çok bilir, çok konuşur, her şeyi çok bildiğini sanır ve kendini herkesten akıllı zanneder.

Önemli olan itibar dediğinizi duyan gibiyim ki, katılmamak mümkün değil.

Parası var, itibarı, halk nezdinde kredisi yoksa içine tükür öyle servetin!

Yemedikten sonra, içmedikten sonra, zenginliğin, servetin hakkını vermedikten sonra, içinden garibanlara, yoksullara bir pay ayırmadıktan sonra…

Ve bir kısmını da hayır hasenat işinde kullanmadıktan sonra…

*

Gelelim iktidara, siyasi güce…

Hayatta ve ayakta kalabilmenin yegâne şartıdır bugün bir siyasi partinin kanatları altına girebilmek. Tabi başta iktidarın. Paran da yoksa hele, bir dayanağın, bir sığınağın olacak. Koltuk için, makam-mevki için, çocuklarının geleceği için, garanti altına almayı düşlediğin geleceğin için…

Başkanlığı falan bırak, bir üyesi ol bir cenahın, yeter! Aboooooo, hele bir de dışarı gittin mi, havandan geçilmez olur, seni bir halt sanırlar, izzet-i ikram, hürmet gani…

Yeter ki ucundan tut azıcık.

Padişah da sensin, kral da. Bürokraside işin sarpa mı sardı, trafikte polis arabayı mı çevirdi, gittiğin yerde altına döşek serilmedi mi, bas havayı, “Ben falan siyasi partinin bilmem neyiyim, var mı bana yan bakan!” de, bak bakalım neler oluyor…

Altına serdik döşeği, adam bellik eşeği…

*

Sözün özü, bu devirde araban yoldan çıkmasın, tekerim ters dönmesin, oğlum-kızım açıkta kalmasın, eh hatırı sayılır da itibarım olsun diyorsan, ya paran olacak, ya da bir siyasi partide (ilk tercih iktidar olmak üzere) minik de olsa görevin, ünvanın, etiketin.

Yoksa yandı gülüm keten helva, adamı Marmara çırası gibi yakarlar valla! 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527