banner1524

Bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaktadır. Neredeyse tüm çevre göle dönüşür.

Yan taraftaki lokantadan çıkan birisi, hemen deniz kenarında, yanında kova, elinde oltası ile balık tutmaya çalışan adamı görür. Dikkatini çekmiştir, varıp sorar; “Hayırdır amca, bu yağmurda ne yapıyorsun?” der.

“Gördüğün gibi der!” yaşlı adam. “Balık tutmaya çalışıyorum, pişirip yiyeceğim, çünkü karnımı doyurmam lazım!”

Lokantadan çıkıp gelen adam, ihtiyarın bu haline acır, “Çok yağmur var, sonra hasta olacaksın, gel içeri geçelim, bir şeyler atıştırırsın, yağmur kesilsin, istersen sonra devam edebilirsin!” diyerek onu lokantaya götürür.

Yaşlı adam bu sıcak, bu ikramlı daveti kabul eder, içeriye girerler, masaya oturup bir güzel karnını doyurur.

Adam sorar ihtiyara, “Anladığım kadarıyla epeydir dışarıdasın, balık tutmaya çalışıyorsun. Sahi, bugün balık yakalayabildin mi?”

Yaşlı adam cevap verir; “Sen bugün sekizincisin evlat!” der.

*

Özetle; 65 yaş üstü ile uğraşmayın!

*

Balık tutmasını bilmem. Hiç denemedim. İstanbul’da 10 sene kalmış olmama rağmen, bir gün balık tutmak içimden gelmedi. Eski Galata Köprüsü balık tutmak için herkes için idealdi. Ama benim aklımda fikrimde yoktu balık tutmak!

Balıktan da anladığımı söyleyemem. İstavrit ve alabalık dışında balık da tanımam sonra.

Ama alık’ları iyi bilirim. Birkaç metreden de olsa onları iyi seçerim! Bu tipler, kendilerini çok akıllı, çok zeki, çok aranan, çok beklenen biri olarak zannederler, topluma kendilerini bu olmayan yetenekleri ile empoze ederler.

Millet de yer bunu! Haydi, hep beraber hop hop, hop!

Balık niyetine! Arkamızdan laf ederler, “Afiyete olsun!” sonra da dalga geçer gibi, “Nasıl da yedirdik! Ama!..” dediklerini duymayız bile.

Yeriz biz, öyle bellettiler, öyle alıştırdılar! Sonra, büyüklerin nasihatını, lafını tutar, dinleriz biz!

Geleneğimizde var, genimizde var!

*

Bize Mercedes görünümlü Şahin arabayı gösterirler, kakalarlar, yutarız!

“Bu çok akıllı bir adam, temizdir, dürüsttür! Size faydası olur, alın tepe tepe kullanın!” derler, balık hafızalı olduğumuz için inanır, ‘peki’ deriz. Yer, yutarız!

Oysa biz… Biz Ulu Camiye imam aramadık ki… Bir özellik değil ki, öncelik… 

*

Yaparlar, konuşurlar, söylerler, biz de alık alık bakar dururuz!

‘Kaderimiz mi?’ diye de iç geçiririz sonra!

Sen balık, pardon alık olursan, daha çoook oltaya takılırsın! 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527