banner1524

Meslek meşakkatli, imkanları sınırlı, kıt, mesleğin sorunları ve sıkıntıları büyük ama bu meslek onurlu, artıları olan ve sağlam duruş sergileyen güzel bir meslek.

Lakin, çalıştıracak kimse bulamıyorsunuz.

Paraya değil, işe ihtiyacı olan kimse arıyorsun, başvuru olduğunda, daha içeri girmeden, Kapıdan sesleniyor;  "Sigorta var mı, kaç para vereceksiniz!"

Çık dışarı...

Gönderiyorsun.. İşe değil, paraya ihtiyacı olan çıkıyor her fırsatta karşınıza...

Tabi ki her hizmetin, emeğin bir karşılığı olacak.  Olacak da, sormuyor içeri giren, "Ne iş yapacağım, beni satacak mısın, katacak mısın, işimin adı ne olacak?" diye soran yok.

Ve bu meslekte A kalite adam yetiştirmek mümkün olamıyor.

İşini severek yapan kalmadı.

*

Neyse, lafı uzatmak istemiyorum, yoksa bu konudayazacak çok şey var da, biz en iyisi sözü usta'ya, bugünlerde kutsal topraklarda umre görevini yapan Bekir Doğan'a bırakalım.

İşte onun meslek ve mesleklerle ilgili son yazısı; Noktası ile, virgülü ile ona ait:

"Bugün Türkiye ve Kahramanmaraş’ın en büyük sorunu , yerimize usta yetiştiremiyoruz.. ölen gidince yeri dolmuyor.. dolduramıyoruz, işte son örnek Mehmet Ali Birand

    Seven vardır, Sevmeyen vardır.. Mehmet Ali Birand  47 yıl gazetecilik yaparak , dimdik ayak da ve hayata gözlerini yumdu.. Mesleğinde iyi bir ustaydı..

    Peki genç kuşak arasında var mı ? bir Mehmet Ali Birand !.. Yok , çıkar mı şu anda görülmüyor.. mesele ne biliyor musunuz , hiç kimse bir ustanın yanında çırak ve kalfa olmak istemiyor.. Cahil , cahil olduğunu bilmiyor, ustaları beğenmiyor..

    “Ben Üniversite bitirdim, diplomam var herkes bana iş versin diyor, yok böyle bir şey , Üniversite diploma veriyor ama usta yapamıyor, hatta çırak bile yapamıyor, sadece çırak adayı yapıyor.. birileri bunu görür mü ? bir gün onu da bilemiyorum..

    Mahalli baza dönüyorum, konumuz gazetecilik olunca: Merhum Şeref Turhan, Gazeteci- Yazar kimliği ile bir usta idi, peki bir usta Şeref Turhan çıktımı ? yok..

   Haberi koklayan, haber çıkacak yeri bilen, sürekli haber üreten Muhabir – Gazeteci Osman Sayın , var mı 2. Bir Osman Sayın yok.. gazeteci için çırak da yok..

   Türkiye genelinde yayın yapan gazetelerde çırak yok, Televizyon kanallarında çırak yok, kalfa yok.. internet haberciliğinde çırak ve kalfa yok, olanlarda bu mesleği atlama tahtası olarak kullanarak, dün gazeteci gördüğümüzü bugün bir yerde şef veya basın danışmanı olarak görüyoruz..

   Türkiye de ve Kahramanmaraş’ımızda Gazeteci Çırakları bulmalıyız, Üniversite bitirmiş, ancak çırak olmaya talipli adaylar bulmalıyız.. önce Çırak olmalı, sonra kalfa olmalı saçlarına ak düşünce ise usta olmalı, Mehmet Ali Birand olmalı, Ali Kırca Olmalı, Mete Çubukçu olmalı, Mehmet Barlas olmalı, Şeref Turhan olmalı, Osman Sayın olmalı..

   Benim kötü bir huyum var: Yazdığım yazıyı okumam, bu sebeple de harf hatası çok yaparım A yerine B harfi gelen yazılarım çok olur..bu da benim bir eksiğim mi ? yoksa zaman bulamadığım için geriye dönüp okuma imkanımın olmaması mı ? dır !.. yoksa bir mazeret mi onu da bilemiyorum bir yazım 10 dakika da yazılır.. bu yazımda öyle..

    Bugün haber yazmasını bilen gazeteci kalmadı, Allah’tan İhlas Haber Ajansı, Anadolu Ajansı, Doğan Haber Ajansı, Cihan Haber Ajansı vardı bunlardan giden haber iyi bir süzekten geçtiği için gazetelerde hemen göze çarpıyor..Anadolu da ki Muhabir haberi yazamasa da Merkez de redakte ( redakte etmek, yazılı bir metinde imla, yazım kuralları, noktalama işaretleri gibi hataları düzeltme.) ederek gazetelere servis yapıyorlar, abonelerine ulaştırıyorlar. İnternet siteleri de bunları kullanıyor da biraz haber dili düzeli gibi oldu..

    Bugün gazetelerde yapılan haberlere bakıyorum haber demeye bin şahit gerekli..

    Bir gazeteci muhabir olarak mesleğe başladığı gün öğrenmesi gereken ilk kural 5 N+1 K formülüdür..5 N = Ne, Nerede, Niçin, Nezaman, Nasıl  1 K = Kim

Muhabirlikte haber yaparken uygulanan 5N+1K formulüne bakar.. Bugün bir çok gazetemize baktığımızda haberin ne başı ne sonu ne de ne olduğu belli değildir..

    Ne, “Şehit Polis”, Nerede “Mardin”, Niçin , “Terör örgütü silahlı saldırı sonucu şehit etti” Ne zaman ”16 Ocak 2013 günü “ Nasıl “Memleketi Kahramanmaraş’ta göz yaşları arasında toprağa verildi” Kim ? Polis Memuru Cengiz Engizek” bu ölçüde bunu haber yazdığımızda haberimizin girişi şöyle olur:

    KAHRAMANMARAŞ- 16 Ocak 2013 günü Mardin’de terör örgütü PKK’nın uzun namlulu silahlı saldırısı sonucu şehit olan Polis Memuru Cengiz Engizek , Memleketi Kahramanmaraş’ta göz yaşları arasında dualarla toprağa verildi..

   5 N - 1 K  kuralına göre haberin girişini yazdığımız zaman geri kalan bölümünü okuyucumuz okumasa bile haberin ne olduğunu sanırım herkes anlamıştır..

    Mesele burada: Ben üniversite bitirdim , o kim oluyor da bana ders verecek , ben onun yanında çırak olacağım diyenler bizleri beğenmiyor.. yazdığımız okumuyorlar.. usta sana çırak oldum demeye de gelmiyorlar.. böyle olunca da gazeteci maalesef yetişmiyor..

    Bu yazımızı okuyan meslektaşlarımızın ne dediğini duyar gibiyim: “ Sen kimsin yazı yazmasını bile bilemiyorsun , Türkçen nanay !..” diyerek güldüklerini görüyor gibiyim ama bir çırak yetiştirme gayretlerinin olmadığını da biliyorum..

   Sözün özü : Gazeteci yetişmiyor, Mehmet Ali Birand gibi ustaları çok ararız, Kahramanmaraş’ta ise Şeref Turhan, Osman Sayın gibi ustaları aradığımız gibi.. biz usta ve çırak, kalfa olamazsak gazeteci de olamayız.."

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527