Bu yazı, kişilik bozukluğu yaşayanlar için...

01 Eylül 2015, 09:14

681 kez okundu.

Mesela, Kontes'i kim öptüyse, artık onun-bunun tedavisi yok. Öpen öptüğü ile kalmaz belki ama öpülene de yazık!

Kişilik bozukluğu, başkalarından kuşkulanmak ve onlara karşı giderek artan güvensizlikle tanımlanır. Bunlar, başkalarının amaçlarını daima kötü niyetli olarak yorumlarlar, çünkü paranoyak için hiçbir şey göründüğü gibi değildir. 'masum görünüşlü gerçeklerin' kendisini şaşırtmasına izin vermediğini sanır. Onların içyüzünü görebildiğini düşünür ve iddia eder de, yanıldığını farkında değildir aptal.

Aptal diyorum, aptalın teki çünkü. Hatta önde gideni...

Siz bir şey söylersiniz, yazarsınız gazetenizde, sitelerinizde, o sürekli gizli anlamlar çıkartmaya çalışır yazdıklarınızdan. Oralarda, bir yerlerde bir yerde olduğunu bildiği, ya da bildiğini sandığı mekanlarda düşmanları hakkında ipuçları arar, iddiasını destekleyen en ufak bir ipucuna dört elle sarılır.

Sanki sarılacak başka bir şey kalmamış gibi...

Ha, diyeceksiniz ki, bütün bunları neden yazıyorsun, Maraş'ta böyle paranoyak, Kontes delisi, kişilik bozukluğu yaşayan siyasetçi, işadamı, STK kanaat önderi, gazeteci var mı diye sorarsanız, sümme haşa, tabi ki yok, derim.

Varsa benim bilgim ve ilgim dışındadır.

İki paragraf öncesine dönelim. Hani dedik ya, iddiasını destekleyen en ufak bir ipucuna sarılanlardan söz etmiştim. İşte o tipler, tersi olan en güçlü kanıtları, kendisini sahte bir rahatlığa yönlendirecek düzmece olgular gibi görerek bir kenara atar. Aslında paranoyak kişiler, bunlara kanmayacak kadar akıllı, zeki kimselerdir. Yüzeyde çelişkili görünen gerçekler, olsa olsa düşmanlarının ne denli zeki ve kötü niyetli olduğunu kanıtlamaktadır. Yani...

Yanisi şu, o, tehlikenin orada olduğunu bilir. Muhalifleri ve hasımları, düşmanları yoktur, sadece düşmanları vardı ve düşmanlar hemen yok edilmelidir onun hesabına, mantığına ve kafasına göre.

Bu tipler, hiçbir itiraza, hiçbir yararlı düşünceye, hiçbir karşı icraata, hiçbir haklı da olsa eleştiriye tahammül göstermezler. O'nun kafasında kendi bildiği doğrular vardır, o doğrulara bakar.

Çünkü onun için başka bakacak yer de yoktur! Suratındaki tik'i görmez ama o tikinin doğrusunda gider inadına inadına...

Ben bunları yazıyorum diye, bana kızacaksınız. 'Ne demek istiyorsun, neyi ima etmeye çalışıyorsun, kime vurduğun, kime dalkavukluk yaptığın belli değil. Sağ gösterip sol vurduğun belli de, hedefindeki adam kim? Ne sevdiğin belli, ne sevmediğin!'

Ne o, hemen sinirlendiniz, celallendiniz öyle, sakin olun şekerim.

Daha bu yazının devamı, ardı var.

Memlekette paranoyaktan çok ne var Allah aşkına!