Bu veciz sözü, dün ünlü işadamı, hayırsever insan Abdullah Çinkay’ın kendi adını verdiği ilkokulun valilikteki protokolü sırasında valimiz sayın Şükrü Kocatepe hatırlattı, Osmanlı padişahı Ertuğrul Gazi’nin annesi Hayme Ana’nın oğlu Ertuğrul Gaziye nasihati arasında yer alan “Büyüklük dermekle (toparlamak, birleştirmek) ağalık ise vermekle olur” sözünden çıkan mananın büyüklüğünü söylemeye çalıştı.
Bir kere, gelin altını kalın harflerle çizelim, tanınmış işadamı olmanın yanında, Organize Sanayi Bölgesi Başkanı görevini de başarı ile yürüten, beyefendiliğin kitabını yazan ve nesli tükenmiş beyefendiler sıralamasında ilk sırayı alabileceğine inandığımız bu güzel insan, kazancının, servetinin bir bölümünü de hayır olarak paylaşmayı düşünmüş olmalı ki, uzun zamandır yapmayı düşündüğü bir okulun, bugün protokolünü imzalarken, yüzünden nur yanında sevinç ve mutluluk akıyordu.
Hayretmek, hayır işlemek, sevap kazanmak, herkese nasip olmayabiliyor. Bunun zenginlikle, varlıkla alakası da yok. Gönlü zengin değilse, sofrasını fakire açmıyorsa, yüreğine nakış nakış insan sevgisini işlemediyse, o serveti kendini kurtarmayacaktır.
Allah bazılarına serveti verir de, hayır işlemeyi nasip etmez!
*
Abdullah Çinkay kardeşimiz, imza protokolünde konuşurken, imza atarken, mahcup ve utangaç gibiydi. Bu, gösterişi sevmeyen kişiliğinden kaynaklanıyordu. Eşi bile kermeslerde yardımda bulunur, bağış yaparken, herkesten fazla verdiği gibi, verilen paranın miktarını gizleyip, masa altından vermeyi daha etik ve daha insancıl bulurken, gülen yüzünde güller açan sevgili Abdullah Çinkay, “Ben köyde büyüdüm, köyde okudum. O zaman köyümüzde okul yoktu, yolumuz da yoktu. Çok zor şartlarda okuduk. Okulsuzluğun ne demek olduğunu en iyi ben bilirim!” derken, geçmişi ile gurur duyan asil insan görüntüsü veriyordu.
Asil azmaz, derlerdi, Çinkay için söylenmişti sanki bu anlamlı söz.
Mütevazılığına ekleyecek kelime bulamadım.
*
Sayın Çinkay’ı yakından tanıyan birisi olarak, onun gülümseyen yüzüne, insancıl yanına, hayırseverliliğine her zaman saygı duydum, sempati ile baktım.
Kahramanmaraş Akdeniz’in incisi; doğası, tarihi ve köklü yapısı ile Türkiye’nin yüz akı. Biz sayın Çinkay’ı da sanayi ve iş dünyasının yükselen değeri, yükselen sesi olarak tanımlarken, aynı zamanda da sanayi ve iş dünyasının yüz akı olarak yorumluyoruz.
Adına yaptıracağı ilkokulun 24 derslikli olduğunu söylerken, 2 milyon 600.000 liraya mal olacağını (Bu rakamın 600 bin lirası özel idare tarafından karşılanacak) belirtirken mahcup ve utangaç tavrı gözlerimin önünden gitmedi.
8 dönümlük alana yapılacak olan bu okul, bölgedeki derslik sıkıntısını ciddi manada çözecektir. Çünkü, Kahramanmaraş’ın genelinde derslik sıkıntısı var. Her dönemde hatırı sayılır işadamlarımız eğitime bir tuğla koyma yarışında yerlerini alıyorlar ama, eğitimde Türkiye genelinde 71. sırada olmamız, biraz da bu kentin bürokrasisinin, özellikle de siyasetinin utancı olsa gerek!
*
Okulun yapım işini üstlenen tanıdık isim. Sevgili Serdar Erdoğanyılmaz, artık eğitimin camiasının kadrolu müteahhidi olurken, hem meslek kariyerini korumak anlamında, hem de yaptığı işlerdeki kaliteyi öne çıkartmak anlamındaki başarısını kutluyorum.
Onun, yine bu okul inşaatından da yüz akı ile çıkacağına emin olduğumu can-ı yürekten belirtmek istiyorum. Çünkü güvenin, başarının teminatı olduğunu kanıtlamıştır.
Son olarak…
Sevgili kardeşim, aziz dostum sayın Abdullah Çinkay. Allah hayrını kabul etsin, eğitime verdiğin katkı için şehrim adına sana teşekkür ediyorum.
Ayrıca da, eğitim camiasına taş üstüne taş koyma yarışından hiç geri kalmayan, bıkıp usanmayan valimiz sayın Şükrü Kocatepe’ye de teşekkürü borç biliyorum.