Buz, sivingır, 1 artı 1’ler ve çeteler…

22 Şubat 2020, 11:47

365 kez okundu.

Aşağıdaki yazıyı okuyunca, kanınız donacak, buna şimdiden inanın. Gözlerinize inanamayacaksınız, belki gözlerinizin bozuk olduğuna kanaat getirip, kendinizi bir göz doktorundan randevu talep edeceğini düşünmedim değil.

Hiç duymadığım, ancak toplumun nereden nereye gittiğinin en açık soysuzluğunu gözler önüne serince, ‘Abi nasıl duymazsın, sen nasıl gazetecisin!’ der gibi bakışlarına muhatap olduğumu da belirtmeliyim.

Geliyorum meseleye…

Geçenlerde, sanayiden gelirken bendenizi getiren genç kardeşimizin anlattıkları karşısında şoke oldum, deyim yerindeyse buz gibi donup kaldım. Öyle şeyler söyledi ki 15 dakika içinde, hayret etmemek elde değildi. Gençlik nereye gidiyordu sorusunu sorduk birbirimize. Genç kardeşimin umutsuz bakışları, endişeli cümleleri, bendeki kaygıyı daha da artırınca, çocuklardan vazgeçtik, artık onlar büyüdüler de, torunlarım için kaygılarımı dile getirmek zorunda kaldım.

Evet, bugün buz’dan söz edeceğim.

Adına ……. denilen gençlerin çok kullandığı kısa adı BUZ olan hap, piyasada peynir ekmek gibi satılıyormuş.

Vay canına diyorsun ister istemez. Açıkta, reçetesiz, el altında, merdiven altında her yerde bulunduğu bir tarafa, ucuz oluşu, üstelik kullananların 3 gün kafasının iyi olduğunu söylediklerinde gençliğin nereye gittiğine dair kaygılarım daha da arttı.

O genç kardeşim bir de SİVİNGIR’dan söz açınca, bendeki hayret nidası daha da yükseldi. “Hadi canım sen de, bu kadarına da pes yani, mümkün değil, olamaz!” diye isyan noktasında sesimi yükseltince, şaşkınlığımdan yararlanarak daha ileri gitti, “eş değiştirmeli partilerin” şehirde yaygınlaştığını söylemez mi?

Bu kadarı da fazla dedim. Kanım dondu! Allah kahretsin, kutsal aile yapısı, müessesesi nereye gidiyor böyle?

1+1’lerdeki felaketi, olup bitenleri, polis baskınlarını, ortaya çıkan görüntüleri, iddiaları uzatınca, herhalde konuşmasını burada keser, zira beni bırakacağı yere geldik diye düşünürken, bu şehirde çeteleşmenin, çapulcu diye tarif edebileceğimiz gençlerin guruplar oluşturarak, kendilerini ispatlarcasına zıvanadan çıkıp, mafyavari eylem ve söylemlerin arttığından da söz etmesin mi?

Tabi bunların yaygın olduğu bazı bazı mahalle isimlerini de verdi. Onları burada zikretmek istemiyorum. Dışarıdan gelenlerin, çeteler kurup, insanlar, esnaflar üzerinde baskı unsuru olmaya çalıştığını, insanların akşamları sokağa çıkmaktan imtina ettiğini, çocukların dışarı çıkmaya korktuğunu da söyleyince, ‘Eyvah! Nereye gidiyoruz?’ demekten kendimi alamadım.