100'e merdiven dayamış çift, tesadüf ayni günlerde ölmüş ve cennete gitmişlerdi.
Onları kapıda bir Melek karşıladı. Onları nefis bir göl manzarasına sahip villalarına götürdü. Harika bir mutfak ve termal su fışkıran jakuzileri vardı.
Yaşlı adam, "Bu bize kaça mal olacak" dedi.
Melek, "Burası cennet. Ev sizin" dedi.
Dolaşmaya çıktılar.
Göl kenarında harika bir tekne onları bekliyordu. Melek, "Ne zaman isterseniz dolaşabilirsiniz" dedi. Adam gene sordu.
"Kaça bu tekne? Bedava" dedi, Melek. "Burası cennet!" Oradan kulüp binasına gittiler.
Kuş sütü dahil her şey olan bir açık büfe. En güzel içecekler. Adam gene dayanamadı. "Yiyip içmek kaç para peki?"
"Dedim ya" dedi, Melek "Burası cennet. Her ama her şey sizin ve bedava."
"Peki düşük kolesterol büfesi nerede" diye sordu bu defa adam.
"İşte burası işin en iyi kısmı. Burada istediğiniz her şeyi istediğiniz kadar yiyebilirsiniz, ne şişmanlarsınız, ne de size dokunur!" O an yaşlı adam çıldırdı.
Şapkasını masaya öfkeyle vurmaya başladı. Karısı ve Melek onu sakinleştirmeye çalışırken, adam karısına bağırdı. "Eğer senin o brokolili, karnabaharlı, ıspanaklı, avokadolu illet sağlık yemeklerin olmasa, buraya yıllar önce gelebilirdik.”