Eski adı Bayındırlık ve İskân Müdürlüğü olan Çevre ve Şehircilik il Müdürlüğünde, huzursuzlukların olduğu bilgisi, duyumu, sağda solda dillendirilmesi yeni değil.
Allah var, eski müdür Mehmet Çiçek döneminde bunlar yoktu.
Vatandaş gelir derdini rahatlıkla anlatır, imzalar beklemez, çalışanlara işkence çektirilmezdi.
Muhtarlar da Çiçek döneminde işlerini görürler, beklemezler, zamanlarını kapıda bekleyerek geçirmezlerdi.
İddiaya bakılırsa, ne olduysa Çiçek’in ayrılması ardından, sayım Ata’nın bu göreve gelmesiyle başladı.
Müdürlükte dedikodular aldı başını gitti.
O kadar ki, bunalan, canına tak diyen bazı memurların tayin istedikleri dahi bilgisine ulaştık.
*
İddialar çok: Personeli kabul etmediği, görüşmediği, dinlemediği,
Personeli azarladığı,
İmzaları, gelenleri saatlerce beklettiği,
Lojmanlarda, tadilat sonrası eski kapı-pencerelerin yeni diye yeniden takıldığı,
Memurlar arasında ayrılık gayrılık yarattığı…
Tabi bunlar hoş şeyler değil. Çalışanların kurum amirleri hakkında sağda solda bu tür şeyleri konuşması, kuruma zarar verir.
Ancak, o kurumun başındaki kimseler de, bu tür dedikodulara meydan vermeyecek ve attıkları adıma dikkat edecek!
Zaten Türkiye huzursuz, zor günler geçirirken, bari daire müdürleri çalışanlarına hayatı zehir etmesin, işkence çektirmesin!
*
Koltuklar gelip geçer. Kimseye baki değil. Dün bu koltukta Mehmet Çiçek vardı, bugün Sayım Ata var, yarın bir başkası gelecek. Her kim olursa olsun, giderken arakasından teneke çaldırmasın, kötü söyletmesin!
*
Üngüt’teki lojmanlar çürüktü. Yıkılacak derecede… Müdür Ata, burada oturanları çıkarttı üç ay önce. Bize gelen bilgilere bakılırsa, madem çürüktü, soruyoruz; niye kapı-pencereleri değiştirildi.
Çürük lojmanlara ne kadar para harcandı?
Biz gazeteciyiz, sorarız, cevabını vermek de o kurumun amirine düşer!
Madem Üngüt’teki binalar çürüktü, oturulacak gibi değildi de, neden kendisi oturduğu lojman için depreme dayanıklılık testi yaptırmadı?
Çalışanlar bunu sorduğunda, “Valiliğin görevlendirdiği Deprem Araştırma Komisyonu kararı gereğince hareket ettim!” dediği doğru mu?
*
İşyeri huzuru önemli. İnsan her nerede olsun, ailesi ile, işyerinde huzuru yoksa, çalışma barışı sağlanamayacağı gibi, verim de olmaz. Müdür Ata’nın var olduğu iddia edilen huzursuzluğu acilen gidermesi lazım.
Deniliyor ki, çalışanlarla diyalogu yok, kimseyi kabul etmez.
Etmez de, herkesin bir yoğurt yiyişi var da, çalışanları da dinlemek, şikâyetlerini ve taleplerini kabul etmek, onları da dikkate almak, adam yerine koymak, her amirin görevleri arasındadır.
Anlatılanlara bakılırsa, bir gün bu kurumda cıngar çıkacak gibi. Hiç tasvip etmesek, arzulamasak da, yaşanacak arbededen bazıları zarar görebilir!
O derece yani…
Durum vahim!
*
Çiçek ve ekibi tasfiye ediliyormuş.
Onu bunu bilemem. Her amir, kendi ekibi ile çalışmak ister. Bu kural dünyanın her yerinde var. Lakin, Müdür Ata’nın Çiçek’in izlerini silmeye çalışması, kendi tasarrufu ama, iddia edildiği üzere yazıyorum, çalışanlara da düşman gözüyle bakılması hoş bir davranış değil.
Yine iddia edildiği üzere, bir milletvekilinin arkasından konuştuğu da kulağımıza gelen bilgiler arasında.
Sayın Ata, bu sorulara bir açıklık getirirse, köşemizde ve gazetemizde seve seve yer vereceğimizi bilmesini isterim!
ne yazıkki dedikodu köşe olmuş !! belliki birileri size haber taşımış sizde sazan gibi atlamışsınız ama
kaş yapayım derken göz meselesi olmuş.. bahsettiğiniz lojmanın kapı pencere değişim ihalesi o övdüğünüz
mehmet çiçek zamanında yapımız ede... yine faka bastın... dersini iyi çalışmamışsın... öyle kahvehane lakırdısı
gibi yazımı olur.. bir zahnet edip müdüre bizatihi sorsaydın ya.. sahi neden bu müdüre taktığınıda yazsana..
yazamazsın galiba tamamen duygusal galibe edemmm... allah var.. hesap var.. mizan var haaaa