Bu başlıktaki köşe yazısı, Medya gazetesinde çıktı. Hem de birinci sayfasında. Gazete sahibi kardeşim Halil Hınaz'a, "Yanılıyorsunuz, CHP gazetecilerin parasını ödedi, ödüyor! Başkan Esat Şengül bu konuda hassas davranıyor, partinin üzerine sinen bu çirkin, bu kötü imajı silmek için uğraş veriyor!" dediğimde, asıl yanılanın ben olduğunu iletti.
Doğrudur, bu meselede en acımasız yazıları yazdım vaktinde. Yılışın döneminde... Şimdi Galip yok, yeni başkan Esat Şengül var. İyi niyetli olduğuna inanıyorum. Olmak zorunda, yoksa o da kaybedenler safına geçecekler arasında yer alabilir. İsterseniz Hınaz'ın yazısının noktasına virgülüne dokunmadan aşağıda okuyun, biz yoruma sonra devam ederiz:
"CHP’de aynı tas aynı hamam devam ediyor üzerinden yıllar geçti aylar geçti ama gazetecilere boçları ödenmedi? Ha neden böyle yazdınız derseniz hangi meslektaşıma sorsam benim alacağım var CHP’den diyor. Sayın Vekilim Sayın İl Eski ve Yeni İl Başkanım basınla bir araya gelinde de sizlerle sorunumuzu hal edelim artık gün gelir kervan dönder yine bizim kervana gelirsiniz, sizler yolcu bizler hancıyız
Sayın Vekilim derki benim basına borcum yok ben sizdenim sizlerin nasıl çalıştığınızı en iyi ben anlarım ama bize tepeden bakıyor anlıyor belli ki? Sayın kılıçtaroğlu gelecek Sayın Basın Mensupları Arkadaşlarımız gelin bekliyoruz bizi yalnız bırakmayınız olurda biz hep yanınızdayız ama siz bizi yaya bırakıyorsunuz
önemli değil perşey madi manevi’de değil size bakarız cümlesi varya bizde çok şükür yutuyoruz adamlar alışmış politika yapmaya biz kendimizi uyanık sanıyoruz ama siyasetçiler daha uyanık tabi olacaklar bizim gibi gazeteci olursa bizimde sırtımıza basar çıkar tabi bu sözlerimi herhalde yabana atılmaz."
*
Gelelim kişisel yorumlarıma... Galip Yılışın, kesinlikle doğrudur, basınla hiç barışık olmadı. Çoğu ile... Bazılarının cep telefonu (kim olduğunu kendisi de bilir, bendeniz de..) borcunu bizzat ödemesi de ne beni, ne da başkasını ilgilendirmez. Özeli onun... Basın ile özellikle maddi konularda ayrılığa düştü, ipleri kopardı, baktı ki olacak gibi değil, sonunda koltuğu bırakıp gitti.
Güle güle! Böylec esiyasi hayatı da tarihe karışmış, bitmiş oldu.
Yılışın'dan kalma hastalık devam ediyor mu diye yazıyı okuyunca tereddüde düşmedim değil. Lakin bir dostum arayınca, ödemelerin yapıldıını, (kendimden biliyorum) bu meselede son sözü söyleyecek kişinin il başkanı Şengül olduğunu söyledi.
sevgili Şengül de, özellikle basın camiasının alacaklarını ödemede gecikmemeli, cimri davranmamalı, geleceği için, ikbali için, partinin selameti için bunu da gecikmeden yerine getirmelidir.
Bir de, kendisine abi nasihatı, bu gibi hassas meselelerde, basın mensupları için arkadan, insanların gıyabında yanlış cümleler kullanmaması... Yerin kulağı var, Maraş öyle senin sandığın kadar büyük şehir değil, sonra iki kişinin bildiği sır da sır değildir sevgili başkanım.
Ayrıca, son notumu düşecek olursam, size düşen, parti üzerine sinen bu kötü imajı silmek, imha etmek, ortadan kaldırmak... Bu meselede beyaz bir sayfa açıp, kimseye laf söyletmemek düşüyor size. Eeee, siz de bunu yapabilecek heyecanda ve nitelikte insansınız.
Ne yapacan işte, bazen evlatların günahını babalar çekiyor!