Bazıları, siyasetin hile ve yalan sanatı olduğunu söyler, iddia ederler. Doğru mu, değil mi, bilemem. Bunu siyasetin uzmanlarına soracaksınız, benim gibi ticaret lisesini zar zor bitiren adama değil.
Zaman zaman dostlarla sohbet ediyor, vatandaşı dinliyoruz, şu sözlerine tanık oluyorum sıklıkla; ‘Tamam oyum sana ve size de, bana ne vereceksin!’
Ede, öpücük versem rıza gösterir misin?
Herkes bir şey bekliyor. Maddi, iş, koltuk, etiket ve itibar… Birader, sende itibarın zerresi yoksa, benim vereceğim seni kurtarmayacak ki. Sen maçı baştan kaybettin!
*
Halkın politikayı kişisel menfaat görmesinde, son yıllarda siyasetin, yalnız paraya araç edilmesinin etkisi yok mu?
Suçlu sadece seçmen mi, ona bu zemini, bu ortamı hazırlayan, destekleyen, çanak tutan siyasiler mi? Alıştırmışlar seçmeni. Para da iste, iş de, makam da, itibar da. Olduktan sonra niye vermeyelim, dükkân senin!
O hale gedik ki, siyaseti toplumsal değil, kişisel faydaya dönüştüren düzeni ben kurmadım birader!
İttifaklar yaşanıyor, gerçi vakit de kalmadı. Herkes hesap peşinde. Beklentiler büyük. ‘Bana ne vereceksin!’
Tamam, ‘Şu il veya ilçe belediyeleri sizin olsun, ama siz de illerde belediye meclis üyeliklerinde bizi destekleyin, aday çıkartmayın!’
*
Pazarlıklar kozmik odalarda, otel odalarında sürüp giderken, bazen ceplerin para ile dolduğuna da şahit olmasanız da açık açık, tahminlerinizde yanılmadığını ilerleyen zamanlarda anlayacaksınız.
Çekilmiştir, vazgeçmiştir, ama parayı da cebine indirmiştir.
Sistem öyle şekerim!
*
‘Bana ne vereceksin?’den ziyade, nasıl belediyecilik yapacaksın gibi toplumcu ilkeler üzerinden beklentiye giren yok.
Plan-proje… Şehrin toparlanma süreci, esnafın, sanayicinin ayağa kalkması, şehrin yaşanabilir hale gelmesi. Hele seçim bitsin, oy veren soracak ısrarla, ‘Bana ne vereceksin!’
Öpücük versek olur mu, tatmin olur musun, rahatlar mısın?
Nasıl yaparsa yapsın, beni görsün de… Ben çıkarıma bakarım. Yani çıkar görüşmeleri ağırlıklı şu sıralar. İtibariyle menfaat ortaklığı üzerinden adaylar belirleniyor. Bu çıkar ortaklığına dönük siyaset anlayışı, insanların karakterini bozuyor mu diye soracak olursanız, ahlaki açıdan yanlış olsa da, siyaset açısından doğru görülmeye başlandı.
*
Sözü İstiklal Marşı şairimiz merhum Mehmet Akif Ersoy’un şu dizeleri ile bitirelim de, meramımız açıklık kazansın.
‘Haya sıyrılmış inmiş, öyle yüzsüzlük ki her yerde,
Ne çirkin yüzleri örtermiş meğer bir incecik perde.’