Değişmez yaşam kuralıdır, insan onuru, şahsiyeti için yaşar. Para, pul, servet, evlat bir şekilde bulunur, edinilir. Çalarsın, dolandırırsın, hırsızlık yaparsın, kandırırsın, aldatırsın, soygun yaparsın, ancak haysiyeti bankalardan kredi diye çekemezsin, ekmek gibi bakkaldan alamazsın.
Ve almaya da kimsenin gücü yetmez zaten.
Ve ben… Hayatın hiçbir gerçeğine dokunmadan nasıl yaşıyorlar acaba diye düşünmüyor değilim. Dikkat ediyorum, herkes gerçeklerden kaçıyor, herkesin bildiği, bilmesi gereken gerçekleri sümen altı ediyor, halının altını süpürüyor. Kim bunlar? Kim olacak; gazeteciler, yazarlar, siyasetçiler, yorumcular…
İşimize geldiği gibi yazıyoruz. Sonra da kalkıp objektif ve tarafsız gazetecilikten söz ediyoruz.
Laf!
Ekonomik sıkıntıyı, riyayı, iki yüzlülüğü, alçalmalı, ihaneti, yoksulluğu, yalanı görmezden geliyoruz. Kendimize göre bir dünya kurmuşuz, kendimize ait sandığımız gerçekler var, herkese onu empoze etmeye çalışıyoruz. Dayatma yapıyoruz yani.
Aha istediğiniz, arzu ettiğiniz yaşam tarzı bu diye…
Baskı…
O bakımdan, şaşkınlık ve hayretler içindeyim. Öyle ki, öfkemi bile yeniyor bu şaşkın halim. Bazen kendime ‘şaşkın ördek’ etiketini yapıştırmaya çalışıyorum, silkiniyorum sonra, kendime soruyorum, ‘ne yapıyorum ben’
Yıllar öncesinin moda şarkısı dökülüyor dudaklarımdan. Sanıyorum Beyaz Kelebekler’indi…
“Delisin, delisin, vallahi sen delisin!”
Evet ben deliyim, iflah olmaz bir adamım!
Herkes her şeyimize karışıyor; burnunu sokuyor. Özel yaşamımıza, haberlerimize, yazılarımıza müdahale var! Hırsızlık için fetva veren din âlimleri çıkıyor, bize de bunu ‘işte din budur!’ dayatmasında bulunuyorlar.
Yazarsan, senden kötüsü yok.
Yaz canım, elinden alan mı var, bu ülkede demokrasi var!
Şahsiyet, ahlak, etik kurallar, vicdan, iman kalmadı. Kimse kimseyi kandırmasın, “bende tonla var!” demesin. Kimde ne kadar olduğunu biliyoruz, o kadar da eşşek değiliz yani.
Bir yerde yangın çıkıyor, dumandan heykel yapmaya kalkışıyorlar. Üstelik de yaptıkları bu heykelleri bize satmaya çalışanlar var. Oysa yangın büyüyor. Görmüyorlar.
Tutuşan, duman olan benim.
Birileri, benim dumanımdan heykel yapıp satacak, para kazanacak, aklı sıra zengin olacak! Bilmiyorum, alacak ahmak kaldıysa tabi.
Of, offff! Kafam çok karışık, çooookkkk!