Şimdi bir bardak suda fırtına koparılıyor. Başkasının mağduriyetinden, felaketinden nemalanmaya niyetli, hevesli olan kesimler, herhalde zil takıp oynuyorlardır. ‘Oh, oh! İyi oldu!’ dercesine. Bilmiyorlar ki, ataların meşhur bir sözü var, gülme komşuna, gelir başına…
Kimsenin felaketine sevinmeyin, üzerinde tepinmeyin, bundan sebeplenmeye, nemalanmaya çalışmayın, çünkü yarının ne olacağını, başınıza nelerin gelebileceğini bilemez, kestiremezsiniz!
*
Bizim millet, ki bunun içinde basın camiası da var, iyi haberlere itibar etmezler, ne zaman ki toplumu gerecek, bireyleri, markaları, firmaları itibarsızlaştıracak haberler çıkar, ya da uydurulur bir yerlerinden, sevinçten göbek atarlar, manşetlere taşırlar.
Biri size kafayı taktıysa, biri size kancayı taktıysa, düğmeye basar, iflahınızı kesmek, kamuoyu önünde küçük düşürmek için elinden geleni ardına koymaz!
Maşa olarak birilerini de bulur. Kimse elini kızgın ateşe sokmak, elinin yanmasını beklemeyi istemez. Türk filmlerine bakın, gazetelerin üçüncü sayfalarına göz gezdirin, tetikçi deyin isterseniz adına, silahşör deyin, kiralık ya da satılık kalem deyin, ne derseniz deyin de, sistem böyle günümüzde.
Maşa varken, piyon varken, kukla varken, bu işe hevesli ve kendini gazeteci yerine koyan (pabucumun gazetecileri) dürümcü-lokmacı ya da sosyal medya çirkefleri varken, kimse elini ateşe sokmuyor!
Kiriş kırıldığı için de edam çök
*
Bir başlıktan, bir sözden, bir masum açıklamadan, bir her türlü yoruma açık, üstelik de iyi niyetle ve geleneklerimizde var, atasözümüz de diyebilirsiniz, ağzınızdan çıkan birkaç kelimeden oluşan kısa cümleden, 2 saniyeyi bulmayan video görüntülerinden dünyaları yaratmaya kalkışanlar, bilsinler ki bu şehre ihanet ediyorlar.
İhanetin dili, dini, ırkı, mezhebi yok!
Sizin bir işyeriniz var. Atıyorum pastane, dondurma sektörü ya da. Veya sanayide bir esnaf. Örnek verdim.
Gelen müşterinin alnında kimliği, dini, dili yazmaz. Ki esnafında partisi olmaz. Esnaf müşteriye, gelirine bakar. Zaten sizin de müşteriye ‘Alevi misin, Sünni misin, Türk müsün, Kürt müsün, Laz veya Gürcü müsün?’ deme şansı ve lüksü yok.
Ayıp ve çirkin!
Neticede hepsi insan. Allah’ın yarattığı kul.
*
Geldik mi zurnanın zırt dediği yere, geldik. Deminden beri ne demek istedim, açıklıyorum.
Geçtiğimiz hafta içinde, MADO yönetim kurulu başkanı sayın Mehmet Sait Kanbur, işi gereği, bir gelenekten, ata sözünden yol acıkarak, ‘Doğduğun yer değil, karnının doyduğu yer memleket’ zihniyetinden yola çıkarak, dünyanın en kalabalık ülkesi olan Çin’e açtığı şubeler, verdiği bayilikler, bu ülke insanlarına ‘Maraş dondurması’ sattığından ötürü kazancını oradan temin ettiğinden, iyi niyetle ve saf bir cümle ile ‘Ben de Çin’liyim!’ deyince kızılca kıyamet koptu. Bir bardak suda fırtına misali… Aldılar ele, gittiler yola…
Vay sen misin bunu söyleyen! Şehir günlerce bu konuyu tartıştı, konuştu. Ne vara bunda, neyin hesabında, neyin peşindesiniz! Aklı selim insanlar sağduyulu hareket ederken, dünyaya mal olmuş, dünya markası olmuş firmayı savunmaya aldılar, arka çıktılar, destek oldular.
Bendeniz de dahil.
Tamam da, ev sahibi farkında olmadan, es kaza kapıyı açık bırakmıştır, ihmalkar davranmıştır da, hırsızın hiç mi kabahati yok?
Bu şehirden ekmek yiyen, bu şehrin evladı, basını olduğunu söyleyenler, ileri sürenler, iddia edenler, birkaç saniyelik videodan felaket tellallığı yapıyorlarsa, yazıklar olsun o basına, o gazeteciliğe.
*
Anlaşılan o ki birileri yarayı kaşıyor!
Belli olan şu ki bazıları olayı farklı mecralara taşıyor!
Kesin olan da şu ki, birileri, bazıları olayın keyfini yaşıyor!
Baktım, ulasal tv. kanalları, gazeteler MADO’ya sahip çıkarken, içimizdeki İrlanda’lılar vur yansına yeltendiler, sinsi sinsi gülerek sıranın bir gün de kendilerine gelebileceğini düşünmeden, şehre vurulan damgadan nemalanmaya çalışıyorlar.
GEZİ heveslisi bir gurup şunu bilsin ki, yel kayadan bir şey alıp götüremedi. MADO bu şehrin, bu ülkenin markası, sahipleri Mehmet Sait Kanbur, Atilla Kanbur ve Erdal Kanbur da sapına kadar Türk’tür ve Müslümandır.
Gerçeğin üzerini kapatarak, hadiseyi siyasi mecralara taşımak bu şehre zarar verir, bunu aklınızdan çıkartmayın!
*
Burada itibarsızlaştırılmaya çalışılan MADO değil. Yel kayadan ne götürür, hiç! Ama olan şehre oluyor, markalara oluyor, sektöre oluyor. Gelenek, görenek, meslek ahlakı yerlerde sürünürken, bu meselede herkesi duyarlı olmaya davet ediyorum.
2 kuruşluk adamlar çıkıp da ve de kimse kimsenin felaketi üzerine tepinmesin, kendine pay çıkartmasın!
Gülme komşuna, gelir başına demem boşuna değil.