Her şeyi bilen Google babaya sordum, Türkçesini şu cümlelerle tarif etti; “Zeka geriliğinin bir türü. Budala, aptal ve ahmak…” anlamında kullanılıyor. Halk arasındaki tarifi de böyle.
Argo bir kelime. Fransızca’dan uyarlama.
*
İçimizde bu tiplerden çok var, Allah yokluklarını vermesin! Aramızdakilerle yetiniyorduk, dışarıdan da gelip, tutarsız, sorumsuz konuşmalarını haydi bir kenara bıraktım da, basını diline dolamasına, basına ateş püskürmesine, basını itibarsızlaştırma adına kin ve nefretini kusma alışkanlığı ve hevesi her geçen gün artarken, parti marti çok da umurunda olmasa gerek, hata üzerine hata yapıyor.
Tipine bak, siyasetçi demeye de bin şahit ister zaten.
*
Oysa kendisinin bu şehirde yazılış bir hikâyesi bile yokken, nüfus cüzdanında Maraş yazılı olduğu halde, Maraş’ı bilmeyen, bu şehrin geleneklerini, dokusunu, kokusunu özümsemeyen, bu şehrin bırakın merkezini, ilçelerini dahi tanımadan, bilmeden uzaydan ya da piyangodan çıkar gibi siyasi arenada (dikkat edin siyasi dedim) yerini alan, ama her fırsatta basına kin ve nefret kusan ve kendini siyasetçi yerine koyanın kim olduğunu az çok tahmin ediyorsunuz.
Her hareketi, her uygulaması, her konuşması, arkasından binlerce ‘keşke…’leri taşımıştır.
Hele yanında birisi varsa, o da basın düşmanı profili ile gündemden düşmezken, Allah aşkına soruyorum, basın ile ne alıp veremediğiniz var?
Basın sizi gündeme getirdi. Basın size arka çıktı, basın sizi kamuoyu ile tanıştırdı, basın sizin bir siyasetçi olduğunuzu hatırlattı.
Siz bu şehri bilmezken, partinin ruhunu ve dokusundan habersiz iken, basın sizi kamuoyuna lanse etti.
Ama siz, dağdan geldiniz, bağdakini kovuyorsunuz!
*
Birkaç sene önce, bir sahur vaktinde, (Kervanhan) bir dostumun sahuruna icabet ettiğimde, o masa etrafında oturan kişiyi işaret eden tanıdık birisi, belki de erken yorum yaptı, belki de erken önyargılı konuştu bilmiyorum, aynen şunu demişti; “Bundan bir halt olmaz. Bundan bu şehre de fayda gelmez. Baksana, gözleri felcefir okuyor. Yazık, Maraş’a yazık!”
*
Hadi bakalım.
Bu siyasetçinin kim olduğunu doğru düzgün bilene, emekli maaşımdan bir ölmüş tavuk dürümü benden.
Yarış başladı…