Sıcak pazar günü Batıpark Spor Salonuna girdiğimizde, alev topu yüzümüze vuruyor gibiydi. Yüzlerce insanın nefesi, içeriyi daha da çekilmeze hale getirirken, bu kongrenin gergin geçeceğine ilişkin herkes ortak düşüncedeydi.
Çünkü bu birlikte rant vardı, bu birlikte para vardı, çünkü çoğu parayı bu birlikte görmüş, hayatın tadına varmıştı.
Ama adaylarında söylediği gibi, Türkiye’nin en dedikodu merkezi haline gelmiş başka birliği yoktu. Kimse bu birlik için iyi demedi, kimse içinde şaibe, leke ve kir barındırmayan haber yapamadı.
2006 yılında hayvancılığın gelişmesi, bugün besicilikle uğraşan insanların haklarının korunması amacıyla kurulup, bugün itibariyle yaklaşık 3.500 üyeye ulaşan Kahramanmaraş Damızlık Koyun Keçi Yetiştiriciler Birliği genel kurulu gergin başlarken, 2008-2009-2010 yılları arasındaki faaliyet ve raporlar dahil, yönetimin ibra edilmemesi güne damgayı vuran hadiseydi.
Hatırlanacağı üzere, Kahramanmaraş Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiriciler Birliği 7 Temmuz’da genel kurula gitmiş, ancak çoğunluk sağlanamadığı için kongre 22 Temmuz pazara ertelenmişti.
Batıpark Spor Salonundaki genel kurul gergin başladı. 4 adaydan; Mehmet Koyubekmez, Nahit Akbaba, Vakkas Kuzu ve Nurettin Gürbak’ın yarıştığı genel kurul, saygı duruşu ve istiklal marşının okunmasıyla başladı.
Divan başkanlığına seçilen Ökkeş Odunkıran’ın yönetmeye çalıştığı, ancak zaman zaman zorlandığı genel kurulda konuşmalar sırasında sataşmalar yaşandı.
*
Salonda üyelere hitap etmesi için adaylar arasında kura çekimine gidildi. Kuraya göre ilk konuşan aday Nurettin Gürbak oldu. Ancak Gürbak’ın isminin açıklanmasından sonra ortalarda gözükmemesi tedirginlik yaratırken, tam konuşma sırası Vakkas Kuzu’ya verilecekken, Gürbak’ın salona indiği görüldü.
Gürbak konuşmasında, 10 yaşından beri malcılıkla uğraştığını, bugüne kadar şaibeye bulaşmadığını belirterek, “Başkan seçildiğimde, eski başkanlardan hesap soracağım. Bakıyorum, duyuyorum, hep pislik, hep dedikodu, hep şaibe var. Benim projelerimi görüyorsunuz, birliğe itibar getireceğim, birliğin imajını yenileyeceğim. Şaibesiz bir birlik yönetimi oluşturacağım” dedi. Gürbak, birliğin adliyeye yansımış 18 davası bulunduğunu, hepsinin, herkesin mahkemelik olduğunu söyleyerek, son sözünü söyledi; “Hesaplar incelendi, görüldü ki 900 bin tl. para kayıp, bu para nerede, bu kaybolan paranın hesabını soracağım” diye konuştu.
*
Kuraya göre ikinci olarak eski başkanlardan Vakkas Kuzu’ya söz verildi. Hayli gergin ve tedirgin olan Kuzu, asıl kendisinin malcılıkla uğraştığını, diğer adayların malcılıkla ilgileri bulunmadığını söyleyerek, “Bakıyorum, eski yönetimde olanlar bugün karşımdalar. Hırsızlığa bulaşmış olanları asıl mahkemeye veren benim!” dedi.
Üçüncü olarak söz verilen ve 2011 Ocak ayında yapılan genel kurulda başkan seçilen, ancak itiraz sonucu seçimin iptali ile birliğin kayyuma devredilmesi ardından boşta kalan Nahit Akbaba, birliğin sahipsiz bırakıldığına dikkat çekti. Başkan seçildiğinde birliğin itibarını ve imajını koruyacağını kaydederek; “Sizleri bugüne kadar hep horladılar, sizleri çok üzdüler. Babadan oğula geçer gibi; birliği padişahlıkla yönettiler. Birliğin adı değil, kendi birlik olmalı. Elinizi vicdanınıza koyun, ona göre oy verin!” dedi ve dini duyguları ile etkili olmaya çalıştı.
*
Allah var, en rahat, en temiz, en düzeyli konuşmayı yapan Mehmet Koyubekmez oldu. Sakin ve itidalli konuştu, bu seçimin Kahramanmaraş’a, üyelere ve hayvancılık sektörüne hayırlı olması dileğinde bulundu, birliğe gelen paraların hizmet olarak dönmediğini iddia etti, o kadar paraya rağmen birliğin müstakil binası olmamasını talihsizlik olarak yorumladı.
Ancak salonun dört bir yanından homurtular, şikâyetler eksik olmazken, bazı üyelerin aşırı gergin ve saldırgan oluşu da gözlerden kaçmadı, lakin güvenlik güçleri çıkması muhtemel bir tatsızlığa meydan vermedi.
*
Vakkas Kuzu’nun faaliyet ve harcama raporları ibrası sırasında, bir orkestra şefi gibi üyeleri etkilemeye ve yönlendirmeye çalışması, divan tarafından sık sık uyarılarak engellense de, hesapların ibrası için bu çabası yeterli olamadı.
Bu arada, söz istemesine ve oy çoğunluğuna sunulmasına rağmen salona inen ve konuşma hakkı tanınmayan eski yönetim kurulu üyelerinden Yakup Erzurumluoğlu’nu teskin etmek, sakinleştirmek kolay olmadı; “Birliğin kurulmasında, hepinizin üzerinde hakkım var, yazıklar olsun size!” diye tepki ve sitem gösterdi.
Buna rağmen, eski başkan Vakkas Kuzu’nun her şeye muhalefet etmesi, sık sık divana giderek şikâyetlerini peş-peşe sıralaması, her şeye tepki göstermesi, gözlerden kaçmadı.
*
Konuşmaların ardından, gündem gereği birliğin 2008-2009 ve 2010 hesapları, faaliyet raporları ve yönetim kurulu raporları okundu.
Ancak birkaç kez salonda ısrarla söylenmesine ve sorulmasına rağmen, ne hesaplar, ne faaliyete raporu ne de yönetim kurulu kabul görmedi. Yine de itirazlar tepkiler eksik olmadı.
Birliğin her dönemde zararlı gösterilmesi ise dikkat çekti. Bu zarar; 2008’de 65 bin, 2009’da 5 bin, 2010 yılında ise 847 bin olarak gösterildi. Birliğin her dönemde zarar gösterilmesi salonu dolduran yaklaşık 750 üye tarafından tepki ile karşılandı.
Ancak 2012 yılı tahmini bütçesi onaylanırken, çoğunluk yeni yönetime yetki verilmesi sorusunu onayladı.
*
Akşam saatlerinde salona girdiğimizde bomboş diyebilirim. Sadece gözlemciler, divan üyeleri ve birkaç başkan adayı. Öğleden sonra, oy kullanım sistemine itiraz eden bazı üyeler arasında kavga çıkınca, emniyet mensupları da biber gazı ile müdahale etmek zorunda kaldı. Bunlardan biri olan Mehmet Akçakoyun yaralandı, hastaneye kaldırılırken, olaya adı karışan birkaç kişinin de gözaltına alındı bilgisine ulaşıldı.
Tabi olanlar hoş değildi, şık hiç değildi.
Tamam da, büktün kavga neden?
Çünkü, rantın olduğu yerde hır gür, kavga olurdu, oldu da…
Emniyet mensuplarını kutluyorum. Hepsi genç pırıl pırıl çocuklardı, görevlerini başarı ile yerine getirdiler. Amirlerini de tebrik etmek gerek.
*
Adaylar, yandaşları…
Bir huzursuzluk vardı hepsinde.
Ya kaybedersek kaygısı.
İşin enteresan tarafı, üyeler birliğin faaliyet raporlarını, hesaplarını ibra etmemişti.
Şimdi ne olacaktı?
Hesaplar ibra olmayınca birlik yeniden kayyuma mı devredilecekti, yoksa yine mahkeme kapıları mı gözükecekti bazı isimler için?
k.maraş ağır cezadaki 2011/5180 esas nolu dosya bakalım kimin boynuna dolanacak