banner1524

Davetsiz gelen döşeksiz oturur der büyüklerimiz. Ata sözü…

Bizde, bir yere giderken haber etme, bilgi verme kültürü yok. Henüz gelişmemiş anlaşılan. İnsanlar, randevu almadan, pat diye giriyor içeri.

İçerdeki müsait mi, değil mi, bilmiyor.

Ya çok yakınıdır, ya yakın komşusu, ya da iş ortağı falan… Beklemiyor, dalıveriyor haber etmeden. Söylemeden, izin almadan…

Oysa söylese, izin alsa, randevu talebinde bulunsa, daha etik kaçacak ama, yok…

Bu kültür gelişmediği için, yaygın hale gelmediği için, ikide bir de kalkıp Serdar Erdoğanyılmaz kardeşim gibi görgü kuralları sıralayacak değilim.

Aslında Erdoğanyılmaz doğrusunu yapıyor, uyarıyor insanları, bilgilendiriyor.

Bir açığı kapatıyor, eksiklikleri, etik olmayanları insanların yüzüne vuruyor ama, anlayanı beri getir!

*

Davetsiz misafir dedik de, aklımıza bir fıkra geldi.

Buyurun, birlikte okuyalım:

Adam işten evine gelmiş ve karısına;

“Hayatım, işyerinden en sevdiğim erkek arkadaşımı bu akşam yemeğe çağırdım, haberin olsun!” demiş.

Demiş ama, karısı sinir küpü;

“Neeeee! Sen delirdin mi? ortalığı görmüyor musun? Ev darmadağın! Ayşe’gil bendeydi bugün. Vır, vır, vır… Üstelik yemek de yapamadım. Zaten alışverişe de çıkamamıştım. Geçen akşamdan kalan bulaşıkları bile yıkamadım henüz. Dır, dır, dır… En sevdiğim dizi var bugün televizyonda, onu izlemek istiyorum. Lak, lak, lak… Hem bu akşam Fatoş ile telefonla konuşma günüm biliyorsun.”

Adam kısık sesle;

“Biliyorum hayatım, biliyorum da…” arkasını getirememiş.

Kadın sinir katsayısı yüksek bir ses tonu ile;

“Biliyorsun da, ne halt etmeye arkadaşını çağırdın eve!” diye gürlemiş.

Boynunu bükmüş adam; “Ne yapayım,  o arkadaşım olacak salak bu aralar ‘evlenmek istiyorum’ diye tutturdu da…”

*

Siz siz olun, karınızdan izin almadan eve kimseyi çağırmayın, sonra başınıza iş açarsınız.

Benden hatırlatması…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527