banner1524

 

Önce sizi biraz gülümsetmek istiyorum. Şu soğuk havada, içiniz ısınsın diye…

Arabanın lastiği tam akıl hastanesinin önünde patlamış. Adam arabayı kenara zor yanaştırmış, sonraki işlem malum: Kriko, stepne, bijon anahtarı ve tekeri sökmek.

Adam bu işlerle uğraşırken, olacak ya, söktüğü 4 adet bijon, yuvarlanır ve yağmur mazgalına düşer. Mazgal açılır gibi değil, bijonlar görünmüyor bile.

Adam bir sağına bakar, bir soluna, çaresiz kaldırıma çöker. Olayı en başından beri akıl hastanesinin demir parmaklıklı penceresinden izleyen bir deli, seslenir:

“Arkadaş, ne yapıyorsun orada öyle!”

Adam çaresiz, “Sorma birader, lastik patladı ve değiştirirken bijonları mazgala düşürdüm!” der.

Deli yine seslenir; “Düşündüğün şeye bak! Diğer lastiklerden birer tane bijon çıkar, hepsi 3 bijonlu olsun. Seni, bir lastikçiye kadar idare eder!”

Adam hemen denileni yapar ve akıl hastanesindeki deliye seslenir:

“Madem bu kadar akıllısında, tımarhanede ne işin var!” diye soramadan yapamaz:

Delinin cevabı müthiş olur:

“Biz burada delilikten kalıyoruz kardeşim, salaklıktan değil”

*

Bize gerek okurlar, gerekse dost olduğuna inandığımız kimseler kızarlar, eleştirirler, öneriler sunarlar.

Eyvallah!

Eleştiriye açık olduğumuzu artık yazmak biliyorum, gına getirdi.

Kısa kesiyorum.

Yazılarımız, övgülerimiz, eleştirilerimiz bu kent için, bu insanlar için.

Beğenen olur, ‘hadi be, böyle yazı mı olur, ellerin kırılsın!” diyenlere de öfkelenmek, kızmak hakkımızın olmadığını bildiğimizden, gülüp geçmek yerine ciddiye alır, acaba nerede hata  yaptık diye oturur düşünmeye başlarız.

*

Dün mesela…

Karacaoğlan mahallesine park açılışı vardı.

Başkan Mustafa Poyraz’ı en çok iki nedenden ötürü tebrik ederim, on üzerinden on puan veririm.

Bu kente taziye evlerini ilkin o düşündü. Ben bile, Allah var tutmaz diyordum. Çünkü Kahramanmaraş insanı geleneklerin-göreneklerin son derece bağlı bir topluluk. Ölüsünü, dirisini evinden göndermek ister, misafirleri, taziye için gelenleri de evinde tutar diyordum.

Yanılmışım.

Arz talep meselesiymiş.

Bakıyorum, zengini de, garibanı da artık taziyeleri taziye evlerinde kabul ediyor.

Demek ki gerekliymiş.

*

Sonra parklar…

Maşallah bakıyorum, son senelerde yeşil alanlara önem vermeye başladı belediye. Gerçi göreve geldiği günden beri düşündüğü, hayata geçirdiği parkların, yeşil alanların sayısı hiç de azımsanacak gibi değil.

Dün, Karacaoğlan-Sümbüllü Mahallesinde çocuklarla sohbet etti, kadınları dinledi, muhtarını dinledi, artık eski Poyraz olmadığını cümle aleme kabul ettirdi.

Ustalık dönemine geçince, hareketleri, konuşmaları, hizmet alanları da zenginleşmeye başladı.

Helal olsun Poyraz’a!

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527