Bu soruyu manasız bulabilirsiniz, ya da yersiz, zamansız.
Ne alaka deseniz de haklısınız, ‘yahu adam doğru yazıyor, bu devlet genç, dinç, ayakta, kimsenin yenemeyeceği, yıkamayacağı dirençte..’ şeklinde düşüneniz de çıksa, eyvallah derim.
Çok ama çok uzaklardan bu şehrin fotoğrafını çekip, üzerinde kırk yorum yapabilen, tamamen içinde olmasa da, hiçbir zaman da dışında olmadığı siyasetin nabzını en iyi tutan dostum sordu bana bu soruyu, ‘Bil bakalım, Devlet kaç yaşında?’
Ikındım, sıkındım, cevap veremedim ilkin, şaşırdım, apışım kaldım amiyane tabirle. Şu kadar desem, çuvallayacağımı biliyorum. Ki o dostum da öyle her lafa cevap yetiştirecek vasıfta biri olduğu için temkinli davranmak istedim, açıkçası bilemediğimi de söyledim.
18 yaşında, dedi.
*
Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın 18 yaşını dolduran gençlerin milletvekili olmasının yolunu neden açtı?
Evet, bu devlet 18 yaşında. Genç delikanlı. Buluğ çağına erişmiş, rüştünü ispat etmiş, delikanlılık çağına gelmiş, iyilikleri, çirkinlikleri, güzellikleri idrak edebilecek çağı yakalamış gençleri siyasete çekmek, onları da meclis çatısı altında görmek için ortaya attığı fikirlerle yola çıkarak diyorum ki, devlet sevgili dostumun deyimiyle, bu devlet 18 yaşında.
Genç, diri, canlı, heyecanlı, temposu yüksek, çıtası yüksek, enerji dolu, potansiyel pozitif…
Devlet her zaman 18 yaşındadır.
Liderler gelir gider, bürokratik değişimler yaşanır. Partilerin genel başkanları, belediye başkanları, teşkilat başkanları değişir, lakin kalıcı olan 18 yaşındaki devlettir.
*
Oyunuzu kime verirseniz verin, sizin tercihiniz. Herkes herkesin oyuna, tuttuğu takıma, gönül verdiği partiye, rengine, kokusuna, dokusuna saygı duymalı.
Ve birbirimizi sevmekten vazgeçmeyerek…
Özetleyecek olursam…
O bakımdan diyoruz ki, Rabbim devlete, millete zeval vermesin!