banner1524
 Kiminle konuşsak, bu kentin ilk ve temel sorunu trafik. Çıkmaz sokak gibidir Maraş. Labirent gibidir bu şehir. Neresinden tutsan elinde kalan bir büyük köydür bu memleket.

Ciddi, sıkıntı veren trafik sorunu için belki herkes elinden geldiğince çaba içinde ama acaba yeterli mi? Dışarıdan gelenler olsun, içerde görev yapanlar olsun, kim ağzını açsa, ilkin trafiğin bu kentin en aciliyet kesbeden sorun olduğunu belirtmeden geçemezken, toplu taşıma bile başlı başına bir dert bu topraklarda.

Yavuz, Hastane, Orman, Evliya, Fatih…

Bunlar kent içinde toplu taşıma hizmeti veren dolmuşlar, durakları ve isimleri. Yaklaşık 400’e yakın.

Bir sabah ve akşam saatlerinde çalışırlar, müşteri alırlar, üç-beş kuruş kazanırlar belki, günün diğer saatlerinde çoğu zaman boş gelip boş giderler.

Çoğu da duraklarında saatlerce yatarlar, sıra gelse de gitsek diye… Allah yardımcıları olsun! Bakalım, dolmuşlar otobüse dönünce ne yapacaklar, karınlarını nasıl doyuracaklar!

*

Biliyorsunuz, dolmuşlarda 65 yaş, basın, engelli, zabıta-polis, ptt görevlisi, belediye çalışanı geçmiyor, sökmüyor. Takır takır ücretlerini öderken, kadirlik halk otobüslerine oluyor, halk otobüsü sahipleri veya sürücüleri, sık sık bu beleşe binen, bu büyük yük getiren müşterilerle zaman zaman tartışmaya bile girdikleri oluyor.

Dolmuşlar 65 yaş dâhil yukarıda saydığım diğer ücretsiz binenleri kabul etmezken, halk otobüsleri bu yüzden sürekli zarar ediyor. Bir ekmek almak için, pijamasıyla binip, bir durak ötede inen ve aldığı ekmekle birlikte bir başka halk otobüsüne binip geri evine dönen 65 yaş üzeri vatandaşlarımız, doğrusunu isterseniz halk otobüslerini çileden çıkartmaya yetiyor.

Halk otobüsü değil, sanki huzurevi. Sabah – gündüz vakti ve akşam… 65 yaş üzeri vatandaşlarla dolu. Kadın erkek,  fark etmiyor. Sürücüleri ve muavinleri ateş püskürse de, seslerini çıkartamıyorlar.

Güya başkanları var, Kadir Avşar, umut diye getirildi, bırakın halk otobüslerini, kendine faydası olmadı. Halk otobüslerinin yarasına merhem olmaktan uzak durdu. Koltuk doldurdu, o kadar…

Zaten bu günlerde değişti, değişecek.

Bir de refakatçileri çıktı. 65 yaşı üzerinde vatandaşın yanında giden ve bu yaşın altında olan kimseler bile, ki çoğu vakit şahit oluyorum, görüyorum, ‘ben bu amcanın veya teyzenin refakatçisiyim!’ deyip ücret vermekten kaçınıyor.

Sanki hastane odasında!

*

Bu çiftte standarttan şikâyetçi halk otobüsleri. Mağdur olduklarını, edildiklerini söylüyorlar, etkili ve yetkili kimselerin bu sorunlarına çözüm bulmasını istiyorlar haklı olarak.

Halk otobüsü sahipleri, sürücüleri, muavinleri soruyor; “Biz kimden, kimlerden para alacağız, bizim kazanmaya, evimize ekmek götürmeye hakkımız yok mu?”

Hadi, cevap verin!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527